sebile vasiyetler
güm dileklerime gebelenmiş harfler
gün yüzüne fıtrat giymiş sanrılar günışığını bekler benzemiş kurbanlık karıncalarını katipler cerb etmiş gönüllere halüsünasyon diker hizasında sûkuneti bağlamış her kitaba gül katılır derin divanelerde bedevi yürek koşar karpuzlarda her dert kendine suhufa götürü(r çıkık dermanlar toprağa bulaşır her vasiyet ölüme ramak kalırken mi verilir? ayaklarına dolan’ayım anne gün yüzü görmemiş sevinçlerin sekratta dikenler batırılır ay’ aklarına dolun ekler toprak utanır savaşmaktan ve harp meydanında boğuşuruz eb_ül ebed vakit tamamlanır ’taze ölüyü mezar’ huzura yelken açılır devaya susam ekilir heybetliler merasını bulmuş da ışıl bir uyku ceker nefesleri nefes ki tınlamaz gönül yırtılır esaretten hakirleşir zül yağar omuzlara sabır harmonik bir ses misali dışarının içerisi biraz da sebilin güdülenmiş imecesi... Yunus tapancı... |