Düş
Bir zamanların
sözcük kargaşasından büyülenmiş bi edayla Huzura aitti kendim Yani özbenliğim çocuk adamken Yalnızlıkta ezgisi dilinde dökük bir şimale vurgun Kapılar katip sırtında bir kırmızı yankıda Kalbim bir yutkunuş saatinde Kim geldi kim gelmedi kafasında işte Bir düğün arkasında arta kalan Yürü_yorum bekliyerek seni Mavi bir dalgada d/arbede kalıp Sırattta kaktüsler geliyor yoluma Yolum binlerce yola elvedâ Cevazda bir kırlangıç kayıp Buluta rüzgarda ışık arasında kalarak Bir güneşe yetkisiz bir and içerken Saatlerce uzaklık ürküntüsünde Uçurum sandığında bir alev S/aklı çocuk bezleriyle Kimliğe düş görünür |