Su Yorgunluğu
sanki boynundan çekip ben çağırdım onu
kendisi geldi bilmiyorum hangi boşluğun içinde bana benzeyişini bir sandalyeye oturtup bir birimize bakıyormuş gibi aynı ağız hareketleriyle gülümsedik gülümsedik mi bilmiyorum hayale hayal karıştıran sözler yumağı dönüp arkamı ellerimi temizledim biraz su yorgunluğu kendimden kaçsam kaçabilsem ama nereye kadar derken öyle bir çekti ki kopacak sandım kalbim sizi değiştirip rüyanın içinden dışarıya savuran bir rüzgar olsaydı anlardım lakin aynalar boşalmış labirentlerini aksına doğru tüküren yalanlarla dolu benim siz olabilme ihtimalini kaybettiniz bir ölüyüm sadece yaşamış ve sizin gibi konuşurken aniden böyle söylemek yani o koca hayatı bir çırpıda hiçe saydınız doğru belki doğru olsaydı ölüler yaşayanlardan fazla olmazdı biz dönerken susarak dünyanıza karışan bulutlar başka bir şeyken bir ağacı diriltmesine inanıyorsun da bakışlarını göğe çeviren beni sana unutturan ne aynı yerde aynı şeyleri yaptığımı sanarak bekliyorum tasarladığım sonu. |
akışı aşk'adı.r o ummana akıntılı ..yorulmaz.
güneşi de şahittir bilir bunu
göğü de şahittir.
zerafşan gibi çölde kaybolsa da o aşk'ın uğruna yok olmaya râzı.
~
Şiire selâm ile..