duvar
Sarı sonbahardın sen
Hercai gülüşlerin vardı Buzdan kaleler yaptık ikimiz Bozbulanık sularda akıttık kirlerimizi Kan kırmızısıydı duvarlarımız Perdeler bir açıp bir kapandı Trajıkomik oyunumuzu oynarken Hiç zorlanmadı figüran ruhlarımız Köşeli döşemiştik koltuklarımızı Karşı karşıya gelmedik hiç Komşu olmadı gözlerin gözlerime Bir acı kahve kokusu genzimde Yine yalnızlığım çağırıyor gitmeliyim.. Her başlangıç güzeldir oysa Bizde öyle başladık güzeldik bizde Sen işine gücüne gider Ben ardında bıraktıklarını katlar Kokusunu ta içime çekerdim mavi gömleğinin.. Maviydi o zaman duvarlarımız Şeker pembesiydi perdelerimiz Fakirdik üstelik üç kuruşla borç öder Artanıyla üç kap yemek anca pişerdi Küçücük fıçıcık mutfağımızda.. Ezberlemeden oynardık rollerimizi Doğaçlamaydı alınganlıklarımız Üstelik o zamanda ağlardım Yanıma gelir, yaşımı siler üzülme derdin Üzülürdün üzdüğüne üzüldüğüme... Meğer yıllar yoruldukça Yollar ipek yoluna dönmüyormuş Kar yüklü kervan geçsede çölden Kan kızılı gurub da konaklıyormuş.... |