sondan önce
gün, güne yabancılaşırken
ayak izlerinin sakıncaları tut ki bu zamanın insanları değiliz farzı misal incir ağacından düştük büyümek için acelemiz olmasın hata düşmesin iliklerimize. dönence zamanımızı kıymetlimiz sayalım gitme zamanı değil istersen biraz daha oynayalım. tezat düşmüş hayatın her demine mendil kimde umursamadan bakışlarımız canlansın mı elimi uzattım belki tutarsın kaçamak bakışmayı unuttum hatırlasam bende rahatlarım zaman bize yazık gitme ! biraz daha oynayalım. umursız gemiler yanmış olsun sessizce gidenler madem ki gelmiyor geri gitme... izleyemem gidişini ardından tut ellerimi zaman bize yazık farzet bu benim sıcaklığım gitme kal biraz daha oynayalım. kimseye verilmiş sözüm yok üstelik boş vaktim çok mu çok devrim zamanları hiç yaşanmadı eskilerden aklıma düşen fidanlar bir bir saysam ne fayda gittiler onlar. sen, ben biraz daha oyalansak mı? utanmadan biraz koklaşalım gelmeden vakit biraz daha oynayalım. torbaları kaldıralım kenara bakma içinde neler saklı dolunay düşmeden denize sevişmeye vakit kalsın ıslansın yağmurda dudaklarım gitmeden günahlarımızı özgür kılalım son bir kez daha oynayalım. |