Asabiyete beş kala
bu sabah uyandım bismillah
bakındım, sadece bakındım bir varmış, belkide o kadar asabiyete beş kala bir gürültü,sinirlerimi düğümleyen bir gülüşme,nedensiz yaprağın düşüşünü seyrettim kifayetsiz kocaman dipsiz kuyu,dünya kimin avuçlarında kim sallar,kim yuvarlar tövbe bu sabah uyandım bismillah minareden salavat sesi ismi ya ahmet ya da mehmet anlamadım ne güzel bir ses, keyifle dinlerken dipsiz bir kuyu düştüğüm ikilem birileri silahlanmış,kurşunlanmış kan akmış birileri serveti kaybetmiş bir gece vakti bir bebek sepete düşmüş tombaladan kuruyup düşen yaprağa üzüldüm susuzluktan bu sabah uyandım bismillah fırıncı ekmek bıraktı bakkal önüne bir adam ekmek sakladı ceketin içine bir baş eğildi kuyu dibine bağırdı yeter artık sallama polis gece mesaisinden evine dönmekte adam karşı kaldırımda anlamsız adımlarla yürümekte kuruyup düşen yaprağa üzüldüm susuzluktan bu sabah uyandım bismillah bakındım,bakındım asabiyete beş kala Abdurrahman güler |
fırıncı ekmek bıraktı bakkal önüne
bir adam ekmek sakladı ceketin içine
bir baş eğildi kuyu dibine bağırdı
yeter artık sallama
polis gece mesaisinden evine dönmekte
adam karşı kaldırımda anlamsız adımlarla yürümekte
kuruyup düşen yaprağa üzüldüm
susuzluktan
bu sabah uyandım bismillah
bakındım,bakındım
asabiyete beş kala
Anlamlıydı severek okudum
Yüreğin susmasın üstat
____________________________________________Saygılar