aklımın en müstehcen girdabında durur an yaz güneşinin yakıcılığı
uzaklarda bir düş perdesinin aralanışı hatırlanan hayalin içinde yükselen tozlu raflardan, şimdiye
***
ah! solarken akşam karartılarında yeşermiş umutlar serzenişleri kucaklardı boylu poslu bir kadın hayatın içinde labirentte daralmış yaşantılar elleriyle boşluklara uğurlanmış soysuz daralmalar kaç kasılmanın içinden geçilirdi sahi
dün dünde mi kalırdı sevgili madam ah gözümün feri çocukluğumun asaletli madamı tüm bahçelerin enginliğinde pespembe güzelliğinle mutluluk saçardın mahallenin çocuklarına belkide ilk büyük aşkı tatmıştım senin güzelliğinle ah kalbim! taş plaktan yükselen nağmeler ve sıvası dökülmüş eski konakta saksıda kalmış son manolya ah gözlerim! düne bakarken açıldı perdenin kanatları sırma bulutlar havalandı derinden düşme dedim kendime düşlere dalıyorum sokağı görünce ah aşk! sıkı kavra yüreğimi! sarmala bedenimi! kadim bir yalnızlıkla sıvazlama yüreğimi son gölgeyi kovalı çok oldu ömrümden dokunaklı sahneleri sevmezdin madam en şuh kahkahanla gülerdin arka bahçenin güllerini sularken şimdi köhne bir konakta akşam ortaya çıkan hayaletler bile yok ortada ah zamanın acımasız adımları sevgili madam keşke yürüdüğünüz yerde güller açsaydı yine ardınızdan baksaydık huşu içinde en görkemli gülüşünüzle yürüseydiniz çivi topuklarınızla bergamot kokulu bir esans yayılsaydı yine geçtiğiniz sokağa şimdi baktığımız yerde yavan bir tat her kes aynı formda adımlıyor nazenin baharlar, sert rüzgarlara teslim oldu soldu çerçevede asılı fotoğraflar eski bir devrin son ayininde kaldı sanki bildiğimiz aşklar sunakta yakılmış bir mum dilek ağacında eskimiş çaputlar sizde geçip gittiniz madam bir kahkaha tufanına atlayıp arka bahçeden
bir tek gül kalmış köşede dudaklarınız kadar kırmızı olan
***
Güzel Yorumuyla şiirimi onurlandıran Sayın Hasan Karaşahin’e teşekkürler...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Madamın arka bahçesi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Madamın arka bahçesi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ah! solarken akşam karartılarında yeşermiş umutlar serzenişleri kucaklardı boylu poslu bir kadın hayatın içinde labirentte daralmış yaşantılar elleriyle boşluklara uğurlanmış soysuz daralmalar kaç kasılmanın içinden geçilirdi sahi
Mükemmel anlatım fon ve yorum......... Kutluyorum usta kalemleri haz aldım _____________________________________________Yüreğine sağlık, kalemin daim olsun saygılar usta
Harikaydı okudum dizeler ve dinlediğim yorum kulağımda özlem dolu tınılar bıraktı öncelikle emeklere saygı ve kutlarım her iki güzel yüreği sevgilerimle..
düşlere dalıyorum sokağı görünce ah aşk! sıkı kavra yüreğimi! sarmala bedenimi! kadim bir yalnızlıkla sıvazlama yüreğimi son gölgeyi kovalı çok oldu ömrümden dokunaklı sahneleri sevmezdin madam en şuh kahkahanla gülerdin arka bahçenin güllerini sularken şimdi köhne bir konakta akşam ortaya çıkan hayaletler bile yok ortada ah zamanın acımasız adımları sevgili madam keşke yürüdüğünüz yerde güller açsaydı yine ardınızdan baksaydık huşu içinde en görkemli gülüşünüzle yürüseydiniz çivi topuklarınızla bergamot kokulu bir esans yayılsaydı yine geçtiğiniz sokağa şimdi baktığımız yerde yavan bir tat her kes aynı formda adımlıyor nazenin baharlar, sert rüzgarlara teslim oldu soldu çerçevede asılı fotoğraflar eski bir devrin son ayininde kaldı sanki bildiğimiz aşklar sunakta yakılmış bir mum dilek ağacında eskimiş çaputlar sizde geçip gittiniz madam bir kahkaha tufanına atlayıp arka bahçeden
kaleminize ve yüreğinize sağlık. gönül sesiniz hiç susmasın....
Çok eski porselen tabaklarda rastlardım önce O Madam'sı sisli resimlere böyle ? Çocuktum; Aşık olurdum aynı resimlere kendi kendime Mutfağa giderdim annemden habersizce Hayran hayran bakardım porselen tabaklara sessizce !...
İnanın ki; Hep de, Anlattığınız şeylere en azından Az, çok benzer şeyler düşlerdim hep kendi kendime. Siz şunları anlatırken bu şiir de, Ne yalan söyleyeyim ürküverdim birden bire, Ta oralardan çocukluğumu nasıl gördünüz diye !...
Ahhh !!!... Madam’lı, meyveli ve daha çok üzümlü o düş bulaşığı Düş grisi porselen tabaklar ahhh !!!... Ne mutlu size; Siz hiç değilse tanışmışsınız aynı öyle biriyle Anılar yaşamışsınız ölesiye, öldüresiye ! Sanki anlattığınız şeylerin hüzünlü taraflarından düşüverdim birden aşağılara Kırıldı duygusallığımın ayakları anlattığınız ölümleri gezeken O nazenin ayaklarım çarçabuk kırılırdı eskiden…
Ben Ayvalık/Cunda ve Ç.Kale/Gökçeada da, Hatta Mersin de bile tanışmıştım öyle birileriyle Daha çok Rum olurlardı hepsi de Ve bir de İst./Şişli-Bomonti de… Doyulmazdı samimi dostluklarına, doyulmazdı ahhh !...
Bana kalırsa, “Madamın arka bahçesi’ndeki” o puslu gölge sizsiniz ? Bir kez onunla siz, Zamanın da içinizi iyice çiçeklemişsiniz ! Hem ölmemiştir ki, O zaman madam belki ? Üzülmeyin boşu boşuna, Ben gördüm şu an bile daha, Onu düşlerinizle sürükleyip getirmiştiniz Ta oralardan, ta buralara…
Bilmem çare ne ? Çaresiz gideceğim yine buradan elbette, Zira doymadım ki madam’lı şiirinize ? Hani ki bir de bitti hemence ! Şanslısınız, siz tanıyorsunuz bizzat kendisini, Ama ben yalnız düşte börüyorum onu Bir sıfır galipsiniz madam uyruklu ölümlerde !!!… Tekrar güzel günlerde…
Onatça tarafından 7/24/2014 4:08:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
Onatça tarafından 7/24/2014 4:17:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
sağ olun şair son manolya ve bir kırmızı gül işte madamdan kalan geriye hepimizin böyle hayranlıkları vardır elbette sonsuz teşekkür ediyorum güzellikler dileğiyle...