VE İNSAN ALDANDI - II
Muhammed’in duruşu, bütün cihana bir örneklikti
Vahyi müdafaası, takdire şayan nitelikteydi Onun izinden giden, kurtuluşa erenlerden oldu “Hak”kı reddeden ise, kendi karanlığında boğuldu Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin. (Bakara, 2/119) Ey şanlı Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez. (Maide, 5/67) Musa ile Firavun, çetin bir mücadele içinde idi Biri hakkın elçisi, diğeri şeytanın kölesiydi Mu’cizât firavunu, “Allah” a yöneltmeye yetmedi Kendisi ile halkı, musanın tebliğine yenildi Onlar: "Allah insanlara hiçbir şey göndermemiştir" demekle, Allah’ı gereği gibi tanıyamadılar. De ki: Musa’nın insanlara aydınlık ve hidayet olmak üzere getirdiği, sizin parça parça kâğıtlara çevirdiğiniz, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; sizinle babalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab’ı kim gönderdi? (Onlara karşı sen) "Allah" de. Sonra onları bırak, boş laflara dalarak oyalansınlar. (Enam, 6/91) Meryem’in oğlu İsa, dünyaya mucizelerle geldi Doğumuyla beraber, Rûhu’l-Kudüs ile desteklendi İsrailoğulları, vahyini inkarda gecikmedi Kalpleri mühürlendi, onlar doğruluktan münezzehti Celâlim hakkı için Musa’ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa’ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu’l-Kudüs ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz? (Bakara, 2/87) Davut’a bahşedilen, hükümdar olarak hükmetmekti Zebur ile beraber, zırh yapma melekesi verildi Calut ile ordusu, nefsine yenik düşenlerdendi Davut galip gelendi, Calut ise ölümü seçendi Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!" (Bakar, 2/250) Derken, Allah’ın izniyle onları tamamen bozdular. Davud, Calut’u öldürdü ve Allah, kendisine hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi ve ona dilediği şeylerden de öğretti. Eğer Allah’ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir. (Bakar, 2/251) Yusuf’un imtihanı, kardeşlerine ve nefsineydi Ne Züleyha’ya karşı, ne de kardeşlerine yenildi O “Rahman” a sığındı, “Allah” ın ipine sarılandı Diğerlerinin suçu, nefs-i arzularına kanmaktı Andolsun ki, Yusuf ve kardeşleri kıssasında soranlara ibret alacak âyetler vardır. (Yusuf, 12/7) Derken, evinde bulunduğu hanım, onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi. Kapıları kilitledi ve "Haydi beri gel!" dedi. Yusuf: "Allah’a sığınırım! Muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel baktı. Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar" dedi. (Yusuf, 12/23) O hanım, ona gerçekten niyeti bozmuştu. Eğer Rabbinin burhanını görmese idi. Yusuf da ona özenip gitmişti. Aslında ondan fuhşu ve fenalığı uzak tutalım diye böyle olmuştu. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmiş kullarımızdan biriydi. (Yusuf, 12/24) Allah islam ol dedi, İbrahim teslimiyet gösterdi O hanif bir Mümin’di, koşulsuz “Rab” be secde ederdi “Rahman”ı tanıyandı, ne yahudi ne hıristiyandı Putlara savaş açtı, beytin inşası “Rab” be ulaştı Rabbi ona, "İslâm ol!" emrini verince, o "Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum." dedi. (Bakara, 2/131) İbrahim, ne yahudi idi, ne hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi. (Ali İmran, 3/67) Biz ta o zaman bu Beyt’i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namazgah edinin. Ayrıca İbrahim ile İsmail’e şöyle ahid verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun!" (Bakara, 2/125) TÜLAY YILDIRIM EDE |