Bir Kış Günü
Çıkardım evden sana doğru,
İçimde bir heyecan, Koşarken o bembeyaz örtü ile kaplanmış yoldan, Hayal ederdim bembeyaz gelinlikle seni, Ne kadar güzel dururdu üstünde, Hele birde koluna takmışsan beni... Nefes nefese gelirdim sana, Titreye titreye şehrin bir ucundan... Ve sen doğardın ufuktan, O zaman korkmazdım soğuktan.. Çünkü; Gözlerindi kabanım, Ellerin eldivenim, Sarıldınmı yorgan olurdun bana, Üşümezdi bedenim.. Yürümeye başlardık evine doğru, O köprüden,o dar sokaklardan, Sarıla,sarıla sımsıkı, Kara,yağmura,aldırmadan.. Evine yaklaşınca dururduk o sokakta, Veda busesi yanaklarımızda, Hadi git artık diye diye, Dakikalar geçerdi,biz hala göz göze. Ayrılırdık en sonunda, Bir gün aynı evde yaşamak umuduyla.. Sen sola ben sağa giderken; Gözlerimiz hala ayrılamazdı birbirimizden.. Eve gidince mesaj at derdim, Huysuzluk yapardın ama; Atmamazlık yapmazdın hiç.. Sonra sen yemeğe otururdun, Ben evimin yolunu tutardım;titreye titreye.. Ve bir mesajla tekrar kavuşurduk.. Saatlerce,durmadan konuşurduk. Gece olurdu sonra; Birbirimizden ayrılmayı beceremezdik biz, Hadi uyu diye diye dalardık uykuya.. Sen daha erken uyanırdın benden, Beni de uyandırmadan edemezdin, Malum kıştı o zamanlar, Her sabah sıkı giyin demeyi de ihmal etmezdin.. Ben sevmezdim kat kat giyinmeyi, Çok kızardın bana, Saatlerce kavga ederdik, En sonunda dayanamaz tamam derdim sana. Bir gün bir engel çıktı karşımıza, Telefonunu aldı baban, Dayanamazdık ayrı kalmaya biz, Yine buldun bir yolunu; Duramadın arayıp sormadan.. Gül gibi geçinip gidiyorken; Haklı olarak ayrıldın benden.. Son bir kez olsun görmek istedim seni, İstemedin ama yine yanımdaydın sen.. Öncesinde bir yere uğradın, Sonra sessiz sessiz yürüdük; El ele geçtiğimiz o köprüden,o dar sokaklardan.. Ve o köşeyi döndüğümüzde; Durduk.. Gitme dedim sana!Gitme!.. Dinlemedin beni; İkimizde o karanlık sokakta kaybolduk.. Buğulu gözlerime bir levha ilişti, Yumrukladım,durdum,yumrukladım.. O kadar çok kızmıştım ki kendime, Ölmeyi yeğelerdim o an... Sonra bir ağrı saplandı ki kalbime, Oturdum kaldırımın kenarına, Ağladım saatlerce... Aşkın ateşiyle o zaman tanıştım ben, Gençliğimin baharı,en deli dolu çağım, En çok değer verdiğim sen ; Kuş olup uçmuştun ellerimden... Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum, Gece o yastığa başımı koyduğumda; Bembeyaz bir tavan takıldı gözlerime; Eskiden gelinlikler içinde sen gelirdin aklıma, Şimdi ise; Ben ve bembeyaz bir kefen... Ayrılık o kadar yaralamıştı ki beni; Çekip gitmek istedim bu şehirden, Bu şehir seninle güzeldi, Bu şehri sevemedim sen yokken.. Bir akşam vakti, Kafam yine duman duman, Dedim ki; Hadi,hemen çekip gideyim buradan.. Raflara dizdim hayallerimi, Sırtlandım dertlerimi, Gidiyorum. Nereye bilmiyorum.. O köprüyü geçmeden, O dar sokaklardan yürümeden yapamadım. Buğulu gözlerimle,yırtık yüreğimle; Son bir kez turladım.. Gara götürdü beni ayaklarım, Dakikalar geçti,ve perona yanaştı tren, Son bir duman aldım bu şehirden, Tam kalktım gidiyorum, Hayalin tuttu elimden... Aradan yıllar geçti şimdi, Hala hayallerinle koyun koyuna uyuyorum.. Vazgeçmiyorum senden, Ve hala gözlerinle uyanıyorum... Sen gittin ama; Resimlerin kaldı bende, İsmimiz yazılı kaldı bir bankta, Kokun kaldı gömleğimde, Hatıramız asılı o karanlık sokakta.. Mesajların kaldı telefonumda, Takvimde kaldı yazımız, Hediyen kaldı masamda, Gökyüzünde kaldı sevdamız... Sen gittin ama;ben gitmedim... Sen gittin ama;biz bitmedik... Mert KAPLAN... |