397 SensizlikI. Çaputlar bağladım; dallarına aşk ağacının, hiç yokken aklımda, dilekler tuttum. Ölüyordu; aşklar, canlar, gelecekler, emekler, umutlar, uçurum kenarı yalpalayışlarda biz, kapısı açık aşk. Çaputlar bağladım; aşk ağacının dallarına, kan içinde umut, delilikte akıl, yoksullukta ekmek, çölde su, karanlık gecede yıldız, esarette hürlük, dilekler tuttum gök başak. II. Sustun; soluksuz ciğer, telleri kopuk keman içimde, ferini yitirmiş ışık, sesi çalınmış ağız, hızı kesilmiş topaç gibi düştü ıssızlığıma, yönsüz göç katarıyım, ünle, günsüz doğmasın, ölümün elinden almaya çabaladığım cenin, ünle bir kez. Sustun; kurt ulumalarına asılmış zamanlara içimde, anasını yitirmiş ceren, köresi darmadağın karınca, güneşsiz gün, kardelen fidesi; aç ve çıplak karlar altındayım, ısına, ışığına muhtaç, ünle, donmasın yumurtası çatlayan serçe yavrusu, ünle bir kez. Ünle; yarılsın gece, ılgar koşsun içimdeki başıbozuk yılkı sürüsü, patlasın tomurcuk, gülsün yoşumuş kuşluk, yaksın güneş aşkla alarmış yanaklarımı, ünle, adım karışsın sesine tenha dağ başlarında, ünle, duyulsun dalga sesleri içimin yamaçlarında. III. Direndim; sessizliğine iç sesimle, kalktım ayağa yeniden, defalarca çarpıp düştüğüm duvar diplerinde, hereğim; umudu delice sevmenin, kalktım kesik bir baş gibi vurulduğum yerden, kondum yeniden gövdemin üstüne, direndim. Sancak oldu kalbim, sen dolu, ölmedim vuruldukça, teslim olmadım onca acıya, ağıdım kendim, konuşa konuşa yokluğunla, direndim. IV. Kaygılar büyütüyorum; sevgiler, endişeler, saygılar, acılar ülkem için, sevdiklerim, insanlar ve dünya için. Çocuklarımız ve gelecekleri için, kararan göğümüzde. Açlar, ölenler, ayın karanlık yüzünde kalanlar, hastalar, aşklar için. Uzadıkça kökleri, yırtılıyor tutunduğum toprak kırarak uzattığım sürgünleri. V. Gözlerinle yıkadığın mektuplarda; eli kolu bağlanmışlık ve dudaklarınla mühürlediğin harfler kurumadan, bilmeliydim kalbime çivilediğini kalbini, tutturduğunu ömrünü ucuna ömrümün, sessizliğinde üç yüz doksan yedi sensizliğin. Sen suskun, ben çığlık çığlığa katlettik varımızı, birbirimize adanmış baharımızı. VI. Ben ki; sevda yorgunu gönül, kimsesiz derviş, tek tanrıçalı bilinmeyen o dinin evvel-ahir sadık tek inanırı, tapınağı varlığın. Gelecek damgalı iğnelerin yurdusunda sıkışmış, gülmeyen ilkyazların görünmez sürgünlerinde kırk karanlık yıl saklı kalmış. VII. Önce zarf ve bir ömür harf aşkıydı bizimki, göz ve söz salt, başladığınca yürüyen kervan. Kırk yıl beklenen balayı, biriktirilmiş sevgi sözleri, bedenimizden taşan özlem, ruhumuzu saran sel, kutsadığımız tören, yarattığımız tarih, bize ayrılık oyunu oynayan kör, geleceğimize sağır talih, harflerden ibaretti, sadece yazdık, yazgının adıyla. Ne bildiğimiz dil yetti anlatmaya ne geçen zaman yaşamaya. Uçtu sözler; ömrümüzün kutsanmış hazinesi saydık, sakladık mektuplarımızı, tersini yapmalıydık, yaktık hayatlarımızı. VIII. Kirletilip gömülmeden imkânsız ilişkiler mezarlığına, adı aşk kalsın, gidelim. Gidelim mahcup ve mavi vahalarına ıssızlığımızın, anlattığım masala inan. Ya da öyle san. Zansız; vuslata değil, aşka inandım. XI. Yaşadı; sözlerimizde, aklımızda, anılarımızda uzak ve çıplak, teni var mı aşkın hiç sorulmayacak. Tükeneceğiz, bütün sorular susacak. MGA |
Beğendim.
Yüreğin devamlı coşkulu kalsın.
.............................. Saygı ve selamlar..