Vurulmuşum CanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hepimizin içimizdeki apoletlerimizi söküp nefer olarak katılacağımız bir Kurtuluş Savaşı var önümüzde kanı durdurmak için.Tam Bağımsız Türkiye için.
Şehidim Hüseyin Avni Korkmaz’ın adıyla bütün şehitlerimize -İlo Can’a mektup- ne çok evsin var ve ne çok avcı ’oniki yaşında ana olmuş çelimsiz kız çocuğu’ görünüşü buğdayların fısıltısı şimdiden kulaklarımda harman bereketsiz hasat yalancı ekmeğimin anası/anam/toprağım/ tarlalarda mayıs donlarıyla bademlerde kirazlarda elmalarda yağmursuz susuz baharlarda vurulmuşum can vurulmuşum yollar fren balatası kokuyor yükleri ağır çağdaş katırların ağızları köreliyor feryatla hız kesen çelikten satırların hızını kesmiyor kan kancık kokuyor kan hızını kesmiyor pusudaki ferman frenleri patlak mayınların patlayıcıların ve canlı bombaların yıllar girmiş araya/ yine anafartalarda dağ başından farksız bulvarlarda yarışmayı bilmediğim kulvarlarda vurulmuşum can vurulmuşum -zordayım/dardayım/ateşteyim/hardayım zemheride yuvasızım/uğursuz bahardayım kopmuş kolum başım önde kırılmış dalım- canım çekiliyor damarlarımdan ihanet sırtımdan kanıyor ihanet ateş kusuyor kalleş namlularından bir parçam yığılıyor pülümürün eteklerine bir parçam şirvanda yıldız topu gün düşüyor gözlerimden sancağa çığlığım yayılıyor ülkemin gecelerine ay tedirgin yıldız naçar ansız/cansız kaymalarımda bıçaklanıyor misak-ı milli anlık izimde bir daha/ bir daha/ defalarca/ tekrar tekrar/ yurdumda yağlı kurşun gül olmuş avurdumda her şeyimi bırakarak ardımda vurulmuşum can vurulmuşum ciğerim delik/ aklım darmadağın sol yanım afat sancıyor yor yor yoruluyorum her bir uzvum başka bir yerde/ başka bir yerde tabutlarda bayraklara sarılı/ bayraklara sarılı yüreğime damlıyor gözyaşları/ başucumda ağlaşanların/ gözyaşları ağlayanların fırata karışıyor kan suretinde dicleye karışıyor kan suretinde –ki gerdanlığıdır onlar ’uygarlığın beşiği’ denen yosmanın- en güvendiğim yerlerde katran karası seherlerde kederle donanmış öfkelerde vurulmuşum can vurulmuşum -vurgunum/kırgınım/yorgun-argınım elim-kolum bağlı/ dilim budanmış yalnızlık denizinde korumasız bir salım- zinciri derin/ dizgini uzun/ sırtı pek karnı tok/ meydanı geniş tutan el kimin bilinmez mi tetikçinin boynundaki tasmanın tarihin paslı saati hiç böyle ’zor’ çaldı mı babil babil olalı bu kadar alçaldı mı üzümü böyle talan edildi mi bahçesindeki asmanın en şanlı bayramlara hazırlanan taklarda cellat elinde kalmış kıstaklarda pusulu sunaklarda vurulmuşum can vurulmuşum kütüphanesinin mürekkebi ıslak mı hâlâ mavisi hâlâ kanla karışık mı ’mor’ renginde fıratın sürer mi koşusu dört nala ’kaltak’ eyerli barbar atların bağrında bir zamanların ’ilim başkenti’ bağdatın yürek can sınavında/ üstünde/titrer ’kıldan ince kılıçtan keskin’ sıratın sınırlarımla oynayan coğrafi atlaslarda timsah gözyaşlarında yalan yaslarda oynak diplomatik temaslarda vurulmuşum can vurulmuşum -görkemli geçmişimi unutturmuş dün bana zehir zerk eden gün alçağa düğün uğru elinde serçe yılan ağzında çığlık olmuş kartalım- merhamet değil elbet umduğum insanlıktan bir kurtuluş savaşı/ bir apolet sökümü şafağıdır beklediğim tan usandım sabırla susmaktan/ sabırda usanmaktan utandım/ usandı insanlığım kendinden utanmaktan giz/li odalarda/ safça kanışlarda/ güdümlü yasaklarda yurdumu talan eden/ ettiren yardaklarda satış anlaşmalarına kaldırılan bardaklarda vurulmuşum can vurulmuşum ikbal sandığa saklanmış/ oy ister çıkmak için bir demokrasi oyunudur ki omurgasından sakat yaslanılan dağlar yapay/ soysuz/ mayınlı asla delinemez/ aşılamaz/ yıkılamaz değil fakat geleceğimi yazdığım umutlarda rahmetini beklediğim bulutlarda sen arkana bakmadan kaç/ sen sakın kaçırma tut/larda vurulmuşum can vurulmuşum -biriktim/ yüklüyüm/ doluyum/ gırtlağıma kadar doluyum bir şimşek/ bir fırtına/ öfkesidir gözlerim/ artık dönülmez bir tufan yolum ve yol hep ikiye ayrılır seçeneksiz bir sonda: ölüm ve kalım- MGA |
bir şimşek/ bir fırtına/ öfkesidir gözlerim/ artık dönülmez bir tufan yolum
ve yol hep ikiye ayrılır seçeneksiz bir sonda:
ölüm ve kalım-
O kadar... Ben sustum. Şiir konuşuyor, duyuyor musun ?