ACEMİ DANSÇIYA ÖĞÜTLER
ACEMİ DANSÇIYA ÖĞÜTLER
/fonda çalmaya başlayınca kuru sıcak, kuru ayaz bir melodi, organizatör piste davet eder beni ve tanımadığım geleceğimi… ama ben dans etmesini bilmem ki…/ * * * * * (*-öğrenmen gerek, bilmiyorum deme, çünkü yaşam, asla sıcak bakmıyor mazeretlere-) müstakbel sarhoşluğumda ilk yudum, henüz ana sütüyken yüreğim aşk yangınında yanmamış, ben nasıl tutarım elini. vapurları, martıları ve İstanbul’u, hele seni tanımamışken, nasıl yazarım ayaklarına basmadan, hiç yazılmamış şiirleri. -oysa ağaca sarılmış sarmaşık gibi, sarmak isterdim belini. ama ben dans etmesini bilmem ki… .., (*-karşına çıkan ne varsa işte o sensin, ve asla bana benzemiyorlar deme, benzeteceksin-) ilk gözyaşım, bir kuşun ölümünü gördüğüm gün dökülmüştü oysa ben de kötü düşmüştüm, iki diz iki çeşme, kanıyordum. kuş, sapan taşıyla vurulmuştu ve o taş başından da büyüktü belki beni de arkamdan, o taşı atan çocuk itmişti, ağlıyordum. -o günden bu yana çocuk kaldım, ne yapsam büyüyemiyorum. iki kanadımın ikisi kırık, uçamıyorum… .., (*-dans; kurşunun boşlukta aldığı yoldur, namludan çıkınca doğum, hedefi vurursa ölüm olur-) önce kurşun askerlerim başladı, birbirine kurşun sıkmaya ama ne ölenler ölüden, ne de öldürenler diriden sayıldılar. sonra faili meçhul gözlerden boşaldı, gözyaşları akmaya ama ne yanan bir ağaç söndü ve ne de okyanusu taşırdılar. -şimdi hala düşünüyorum, onları da piste ben davet etmiştim. dans etmeyi bilmediklerini hiç düşünmemiştim… * * * * * /bu hikaye böyle uzayıp gider, fondaki melodi sessizlik olur… bu arada bir ses “bir cemre daha düşmüş yaşamın içine” der, “görmedim, ben belki dans ediyordum o düşerken” dersin farkında olmadan, bilmeden, pistin tozlarını yerinden oynatmadan…/ CEVAT ÇEŞTEPE |
En iyisi çocuk kalmak hocam
biz büyüdük de ne oldu
kirlendi dünya
Tebriklerim kalsın...