Beni biraz sev, ben kalbini ısıtırım
Sessiz bir gece yarısı
Üşüyen parmak uçlarımda sızladı özlemin Bir rüzgara tutunurken dudaklarım Yanaklarıma değen bir çiğ damlası gibi üşüyordum Titrek bir ayak titremesi gibi Oysa ne çok ısıtmıştın gözlerinin içine dalarken gözlerim Uzun bir seruvendi aslında Sana yolculuk yaptığım yüreğim Geçtiğim patika yollar Kır çiçekleri Dağ yamaçları Ne güzeldi Sana koşar adım gelmek Şuan dili tutulmuş bir duvarla konuşuyorum Kelimelerim duvara çarpıp tekrar bana dönüyor Yüzüme yüzüme vuruyor Yanaklarımdan nehirler iniyor Gözü yaşlı bir bulutun ağlaması gibi Can havliyle susuyor yüreğimdeki ağrılı sancılar Kırık bir kapı koluna tutunuyorum Elime batan bir kıymık gibi acıtıyor Radyoda çalan hüzünlü şarkılar Koynumda bilmediğim bişey vardı Tanımadığım bir yüz Dokunmadığım bir ten Ve boğazıma kadar nefesimi sıkan bir el vardı Macunu dökülmüş bir pervaza tutunuyorum Çerçevenin paslı çivileri elime batıyor Kangıren olmuş bir ciğerden soluyan Nefesimin cama vuran buharıyla Kalp çizip içinden vuslata hasret şarkılar yazıyorum Şuan dilim tutulmuş bir vaziyette susuyorum Konuşacak onca kelimeler varken Anlatılacak, yazılacak kelimeleri içime atıyorum Bir uçurumdan düşlerimi atar gibi Tavanı çökmek üzere olan masamın köşesine oturuyorum Bir sigara yakıyorum Derin bir nefes içime çekiyorum Masanın diğer ucundan kendime bakıyorum Kendime ne kadar yabancılaşmışım Oysa kendimle dertleşen birisiydim ben Susuyorum artık Bende acılarım gibi susuyorum Kanıyarak Kanatarak değil Beni biraz sev, ben kalbini ısıtırım İbrahim Dalkılıç 05/07/2014 04:25 İzmir |