Su 112-Komşu Gayretibayram olurdu gurbetten kim gelirse gelsin. imece olunurdu, zahmet kiminse kimin. bir gayret bir gayret ki sorma su mu gelecek Yanbunardan köye -angarya[1]- derlerdi ama köy için, yarın için birşeyler ortaya koyma gayreti tüm köylüde kimi bir-kaç adam boyu su yolu açtı, kimi boru-büz taşıdı kimi boruya yiv-set açtı okul mu yapılacak kimi taş çıkardı, kimi odun-çalı, çöp-çöpel yığılarak kireç için taş yaktı elden-ele helkelerle su taşınarak Tuzlanın yanında taşlar kireç yapıldı orasının adı artık “kireç ocağı” tüfek atıldı Keklikoğlunun evi yandığında akdoncak[2] evlerden koşturup, helkelerle su taşıdılar Küçükbolat Akçeşmenin altında, yolma tarlasında “-yananı Allah görür” demiş, Suvattan, Karaçalıdan köye koşmuş onca insan. Küçük Boladın umrundamı dünya tarladan dönmüş akşam karanlığında gerçeği farketmiş yanan ev kendisininmiş Küçük Boladın elinde çakısı tırnağını törpüler, ağzının bir yanında durur, tütün tabakasından sardığı cığarası altmışaltı oynaken sömürmeyi unutur, cığarası söner muhtar çakmağını bir daha çakar, izmariti ateşler “-işmeyen ölmeycek mi dünneye gazzık mı çakacan” der ağzının yanıyla püf-püf üfler farklıdır onun dumanı küçük evinin çatısında bir leylek yuvası leyleğin gelişi “-bahar geldi” müjdesi. "lak-lak" lakırdardı nadasdaki çiftçinin yoldaşı nerelerde yaşardı diğer leylekler “leyleğin ömrü lak-lağınan geçer” güz geldiğinde göçmen kuşlar "ıscak memleketlere" göçederlerdi, “ank, ank” sesleriyle anklar[3] sanki “-hoşça kal” derlerdi "-bir çift turna gördüm durur dağlarda seversen mevlayı kalma yollarda sizi bekleyen var, bizim ellerde bizim ele doğru gidin turnalar durnam dertli öttün derdimi deşti el vurdun yaremin başını açtı eşinden m(i) ayrıldın yolun mu şaştı doğru bir gatare gedin durnalar fazla gitmen bizim ele varınca selam söylen eşe-dosta sorunca el bağlayıp divanına varınca benden yare selam söylen turnalar" sonraları bir Yörük delikanlısı aldı sazını yumdu gözünü salladı saçlarını “-telli turnam selam götür[4] sevdiğimin diyarına· üzülmesin, ağlamasın belki gelirim yanına hasret kimseye kalmasın, sevdalılar ayrılmasın ben yandım eller yanmasın sevdanın aşkın narına” [1] angarya: olarak köyün ortak işinde (zorla) çalışma, [2] akdoncak: sadece iççamaşırı ile, gece elbisesiyle [3] ank: yaban kazı [4] Musa Eroğlu · Musa Eroğlu not: ben beni okuyanı okuyacağım.. söz |
Seversen mevlâyı kalma yollarda
Türkülerimiz ne güzeldir
Köy yerlerinde bir işi olanın işine koşma,
onunla yardımlaşma
imece usulü çalışma..
Bir keresinde bahçedeki söğüt, kavak neyse kestirmiş
bizim eni önünü ve yolu kapayacak şekilde getirip ortalığa yığmıştık.
O zaman annemlerin yanında bir ben varım.
Çevremizdeki bütün komşular yardım etmiş,
ağaçları kırmış ve yerine taşımıştık.
Çok güzeldi birlikte güle oynaya iş yapmak.
tebrikler,
yine hayatımızdan kesitler vardı.
selâmlar kardeşim..