2
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1456
Okunma
brindarım/yaralım
seni seviyorumun içine bulaştırdığı
zılgıt çağrışlı sesine
binyıllık yalnızlığımı giydirerek
turna kanatları tak dedi
...
çıkrığın eğirdiği zamana
söz verdiğim gibi
umudun deniziyle gelmek isterim
geldiğim geride kalmış yolların
her geçtiğim kavuşmasına
bir bir asarak gözlerindeki sus bakışı
çırılçıplak bir hasret doğurmasıyla
dilimden sökerim
çığlık katranlı bir merhabayı
dağ evlerinin duvarlarına
tebeşirle resimler yapmış çocuklar
ulaştığım vaktin
biraz önce büyümüş gülümseyişiyle
kocaman sarılırlar göğsümde sakladığım
saçlarının dalgalarına bırakacağım balıklara
gecenin memelerine kapaklanmış aç karanlık
aralıklı dağılmış köylerin ışıklarını gölgelerken
sana bir adım daha yaklaştığım zaman
dudaklarının kenarına yatıracağın gülüşünü düşlerim
rüzgar bileklerime dolanmış
hiç bilmediğim küllerin üzerine basarak
ardı sen olan közün rengini sayıklarım durmadan
tarlalara gömülmüş gün batımı yorgunlukları alır zihnimi
ve sırtında bebeğiyle orak sallayan anaya acır sevdam
ve başımın üstünde telefon telleri
içinde bastırılmış unutkan sesler
çözülürüm o an
çözülebildiğim kadar sana
eğik dallarıyla ağaçlar susar gelişimde
yapraklarında binbir telaş eylüller
kurumuştur belki güzün ilk nöbet tutan günleri
yağmur daha ıslağını sermemiştir toprağa
gözlerimi alan uzağın pastırma yazıyla
alnımda birikmiş sıcaklığını silerim rüzgarla
çıkınımda bir kitap arası resmin
ve yanıbaşına dağılmış haliyle umutlarım
tarihin ağarmış saçları
önüme düşen yolun etrafına yayılmış
ağır ağır uğulduyor bozkır
yüzüme devriliyor
bilmediğim haliyle kokun
soluma kimliksiz bir derenin suları
sağıma balta girmemiş medeniyet tutunmuş
ve ayaklarımın altı sahipsiz bir toz bulutu
gelişime is salan trenlerle selamlaşıyorum
damar damar akıyor memleketin sevda şiirleri
onlardan sana mektuplar getiriyorum
duruyorsun
birazdan aşacağım vaktin ardında
elinde mavi kozalaklar
ki dedim mavi kozalaklar)
üzerine düşlediğim renkte bir karşılayış
ve ardın boylu boyunca
bir ozan ezgisinin derviş uykulu kayıp kenti
gelişim
gökyüzüne dayadığım merdivene ilk adım aşktır
kurdele bağlanmış dımdızlak dilek ağacına sarılışım
ve senle bütün olmuş masalın eteklerine tutunuşum
...
sevda
yeniden başlamanın üzerine sağılmış umuttur iki gözüm
sımsıkı kapanmış perdelerin yırtılırcasına
güne bakan sabaha açılışıdır
sevda
iki yalnızlığın
kalabalık bir caddede
hiçbir alışkanlığı ezberlemeden karşılaşmasıdır
üşümüş serçelerin
pencere pervazından sıcak bir duayla zikredilişidir hayata
zamanı ertelenmiş sevdayla kandıramayız iki gözüm
olanca düşlerle
aşkın pütürlü duvarlarına yazmalıyız
yaşanması gereken tüm yaşanacakları
ve tarihi silinmiş bir şarkıyı
dilime ıslıklayarak
gözlerinde yanan sobanın
sıcaklığına geliyorum
geliyorum
daha doğmamış çocukların çığlığıyla koparak
...