GÜLÜMSEYEREK YAŞANAN DÜŞLERsiz bilmediğiniz bir şehirde kaybolun biraz. biz gül koklayıp çiçekçi vitrinlerinden saçlarımızı rüzgara boyayacağız. imbatla telli, lodostan duvaklı düğün-dernek yapacağız. sonra karışacağız rengini bilmediğimiz kalabalıklar arasına belki yağmur yağacak yada başka bulutlardan ıslanacağız öncesini bilmediğimiz hangi öykünün sonu işimize geliyorsa diğerlerinin hiç açmadan kapağını sadece onu okuyacağız. siz bilmediğiniz bir şehirde kaybolun biraz. biz sarı başakların meyveli dallarından çocuklarımıza bereket toplayacağız. yanakları allı, sırmadan saçlı yarınları birlikte kuracağız. sonrasının yoldan yorgun, efkardan bahane bir gece vakti çilingir olup açtığımız sofrada sevdamızı yudumlayacağız yüreklerimiz titrerken kapı arkalarında saklı ilk heyecan gibi yelkensiz direklerimize dört el sarılıp okyanuslara açılacağız. siz bilmediğiniz bir şehirde kaybolun biraz. biz kendi izlerimize bile görünmeden tuz kurusu dudağımızı ıslatacağız. geceleri ay ışığı yakamozlardan nice güneşler yaratacağız. düş misali yastığımda saçlarım, saçlarına neler anlatıyorsa bir ara ıslanacak gözlerimiz ardından gülümseme olacağız en ağır hükümlerle silinecek, ne varsa yaşanmamışlık adına dalgalandırdığımız her denizde dalgalar boyu yaşayacağız. siz bilmediğiniz bir şehirde kaybolun biraz. biz sarılıp bize, biraz daha uyuyacağız. CEVAT ÇEŞTEPE |
siz uyuyun ben kalıp bana bu çınarın getirdiği düşte dolaşacağım...