EŞİKTE
sonsuzluk yüzükoyun düşünce
sızım inceldiği yerden koptu nina masumiyetimin koynunda güvercin saklamam büyük hataydı... hile yaptım geceyi dinlerken yüzümün üzülmüş yerleriyle konuşuyor ellerim her şeyi biliyormuş gibi sustum şehirleri kuşkularından öptüm hafıza uzmanlığını kaldırımlara bırakıp ona seslendim heyy!! göğe tırmanmış ay sesimi bul kendime yeniden başlamak istiyorum kullanmadığım şiirleri martı yapıp ve gözlerimi ilkokul çağında bırakıp gülümsemeyi öğretmeliyim esmerliğime düzen problemlerini yarı çaplarına ayırmalı teselli bulamadığım keşkelere ’hayret’ demeliyim ’hayret akıl sağlığım yerinde’ bizim çocukluğumuzda aşka ve ekmeğe ’duygu’ denilirdi şimdi dünya kocaman çöp kovası şarkıları dağa kaldırmalıyız nina gökyüzüne daha yakın olmalı ezgimizi bulmalıyız mevsimi yağmurdan önce anlamalı güneşi koklamalı denizi martılardan çok sevmeliyiz ve unutmamalıyız kendimizi her şeye benzetip hiç olarak ölmeyi yıpranmıştık ve kadındık hep dekoltem son sözü söylemiş gibi susarken hep hani diyorum ki nina göğü dinlemeli dinlemek yalnızken güzeldir mesela kuşlar uçuyor güneşte bir ihtişam maviden doğma bir zerafet paha biçilmez bir özgürlük duygusu diyelim ki ıslah olmuş insanlık yalan olmuş banklotların hükümdarlığı şeriat kalbin beyazlığına dokunamamış kara bir camın arkasında kalmış savaşların piçlği keder sadece aşktan beslenmiş ve emek büyük işler başarmış doğar doğmaz yaşama sevinci üretmiş mesela halbuki sirk sürüyor kendi haline bırakmalı anaforu tanrılaştırdıklarımızın çaresizliğiyle kahroluyoruz sonra sonsuzluğu bir kitabın sayfaları arasında boğacağım sonra hiç bir şey olmamış gibi kendime yeni bir Tanrı yaratacağım yalan söylememeliyim ruhuma nilgün bir hüzün markasıdır onun da şiir yazacak zamanı yok tenimde zamanı kaçak kullanan bir elektirik kalbimde yumru olmuş hissiyat şiirleri ruhumu parçalamak için kullandım nina cennette en güzel olmak için bu kadar beklemek yeter... |