EYLÜL
eylül gibi özleniyorsun
nerede eski hikayelerin saklı bilge sözlerin ağzında ıslanıyor ayrılık duvarları adres soran öfkelerin kalacağın bir yer söyle hangi türküden geçiyorsun sen kederlerin hangi gökyüzünden hangi tren garından hangi istasyonlardan alınmış sisler ortasında yüreğin avucunda hınzır çocuk hızlıca geçer küskün şehirler yaşamadığım yerlerde misin bundan mı yoksun sen eylül gibi gidiyorsun bunu sana ben öğrettim ne iz ne adres bırakılır bir ayin gibi içten ellerin-yüzün kutsallaşır cepleri hasretle dolar gittikçe ağırlaşır yükü insanın gidene mutluluk satılmaz bundan mı gülmüyorsun sen hüznün hangi renkten hangi mavilikten hangi ölümlerden beri nasıl büyüttün tek yürek görsem ellerine uzanacağım oysa satılmış insan ağızları nasıl da gülüyor yaratılmışlar sahte bir sabaha uyanmışlar bundan mı ölüyorsun sen 9,6,14 Çanakkale |