AKIL ve ÂZÂ
Karanlığı boğarak birden parladı diye
Kıskançlığa kapılıp ne olur aya ürme. Gündüze çatılır mı, gece ortada iken? Yerersen bâtılı yer ne olur Hakk’ı yerme. Hataları çoktan çok sıra ile dizili Bu güne has değil de birçokları mâzili Şu güzel hükümete Pensilvanya usûlü Art niyetli davranıp başına çorap örme. Yakar/yıkar/devirir stres verir sesiyle Teröristler toplanmış; birden avânesiyle “Gezici”ye aldanıp “ağaç bahânesi”yle Birazcık îman varsa, n’olur ortamı germe. O kendi yâri ile hâlvette kalmak için Sevgilinin kapısın vaktinde çalmak için Seher vakti bülbülün gönlünü almak için Hem açılsın/saçılsın gülü goncayken derme. Sen düşürme bizleri sonu kötü yollara Şucu… Bucu diyerek, ayrılmayın kollara Ne olursun yüce Rab; biz günahkâr kullara Ne akıl ne de âzâ, hiç bir noksanlık verme…! 08/06/’14 Hanifi KARA |
Tanrının buyruğu öteki yanı, ne garip dedim ki cihani gafil..
Saygılar