Tut Elimden
güneşin gözlerinden akıttığı yağmur bu
gamzelerime dolan yüzündeki gülümseme bana da ver dediğin çekindim bakmaya oysa bukağısız yılkı yüreğim bir baştan bir başa alabildiğince ovalarında doruklarında küstüm zamana hayata ve geçmişine gelmişine al senin diyebilecek bir şey yok ki yaprakları sarılmış gülümsemesi çoktan kurumuş asma gölgesi ne bir serin rüzgar ne konuşkan ağustos böceği kumlarla akıp giden mevsimler biriktirdim çoğu baharsızdı yarım ömürden fazla kış’a tut elimden desem yeşillenirmiydin… |