0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
792
Okunma
alıp gittiğin
günleriydi gelincik zamanlarının
içinde yetmiş sekiz yağmurları
İzmir kaldırımları
ve Pasaport
ve Asansör
masum hayaller işliyordun
ben şiirler
olgunlaşmamış
eksik yanım
her yağmur acıtır
İzmir gibi…
ayni çığlığı duymak öldürür
sesin değildir sana dönen
pazarın ortasında
acı satan çocuklar eklersin
promosyon gökyüzü falan
biraz mavi
umut’a bulanmış güneş
kıvranmış bir köpek
sonsuz ayna koridoru
hep çığlığınla
oysa ne kalabalık bir Pazar
takasa kapalı
acılar beş para etmez
biliriz illaki açılmıştır
gönül yarası
mavi bir gökten karanlığa
kör olmuşuzdur
kelepçe izi
parmaklıkların soğukluğu
kuşlara bu kadar özenme
kaçımızda var
sakınmadan yürümek…
bir yanımıza eğildik
kardelen kaderimizle
güller açmadan daha yüzümüzde
ne mevsimmiş bu zamanda gizli
kimliksiz bir yarın korkusu büyüten
erkenci kuşlarız …
geçtim gökyüzüne bakmayı
göz yumduğumda da gitmiyor
yer davetkar
sayılı günleri gözüme sokuyor
yum gitsin diyorum
alıp iliştiriyorum karanfilleri
fotoğraflara
karanfiller baskındı önceleri
sonra anılar
sonra
trenler… yakalamak zor
gidişinden bu yana
gökyüzü yeryüzü
yumuyorum
aklım kalıyor
dönüp baksam mı?
5.0
100% (1)