Geride Kalan
alıp gittiğin
günleriydi gelincik zamanlarının içinde yetmiş sekiz yağmurları İzmir kaldırımları ve Pasaport ve Asansör masum hayaller işliyordun ben şiirler olgunlaşmamış eksik yanım her yağmur acıtır İzmir gibi… ayni çığlığı duymak öldürür sesin değildir sana dönen pazarın ortasında acı satan çocuklar eklersin promosyon gökyüzü falan biraz mavi umut’a bulanmış güneş kıvranmış bir köpek sonsuz ayna koridoru hep çığlığınla oysa ne kalabalık bir Pazar takasa kapalı acılar beş para etmez biliriz illaki açılmıştır gönül yarası mavi bir gökten karanlığa kör olmuşuzdur kelepçe izi parmaklıkların soğukluğu kuşlara bu kadar özenme kaçımızda var sakınmadan yürümek… bir yanımıza eğildik kardelen kaderimizle güller açmadan daha yüzümüzde ne mevsimmiş bu zamanda gizli kimliksiz bir yarın korkusu büyüten erkenci kuşlarız … geçtim gökyüzüne bakmayı göz yumduğumda da gitmiyor yer davetkar sayılı günleri gözüme sokuyor yum gitsin diyorum alıp iliştiriyorum karanfilleri fotoğraflara karanfiller baskındı önceleri sonra anılar sonra trenler… yakalamak zor gidişinden bu yana gökyüzü yeryüzü yumuyorum aklım kalıyor dönüp baksam mı? |