Su 70-Ebem
Ebem,
sandıkta saklardı pekmezi , sunmak için gelebilecek misafire, para, yüklükteki yorganlar arasında istemeye bir muhtaç geldiğinde çıkarılmak üzere, yumurta, satın almaya gelecek kepiciyi beklerken birikirdi. adam üçünü bir arada tutup, sallardı, cılk olmaması gerekli. o zamanlar bazı emmiler bize “-beş yumurta, beşi beş kuruştan” “-beşi kaç kuruş ederin” hesabını, sorardı yumurtanın "denesi on kuruş"tu, oysa; yani dört delikli para, bir de sarı yirmi beş kuruş vardı ama herkes, parlak parayı tercih ederdi... acaba “kayme ” neydi “metelik ” ne kırk para ne yimpara ne? ebem; mecid , metelik derdi mangırı geçmez para bilirdi anlamazdık ne anlama gelirdi o hâlâ arşın ile alırdı bezi dirhem ile okka ile satardı “sedeyağını, dolazını” metre, kilo demeye bir türlü alışamadı... O’na göre; “nayeti para dediğin el kiri”ydi, “ukubeti ölüm olu(r), dirim olu(r)du” “sana ilazım olmazsa, bi eşe-dosta ilazım olu(r)”du “yaddan yabandan bi çıka-ğelen olu(r)”du “gün doğmadan, neler doğar”dı “ya sende olmalı”ydı, “ya sana verende olmalı”ydı “sıkıp hapazından daşanı yalamalı”ydı “çok yemeynen çok olmaz”dı “işden değil dişden artar”dı, DİPNOTLAR pekmez: kaynatılarak koyulaştırılmış üzüm suyu yüklük: sandık ve üstüne yığılmış yataklar, önceki dönemlerde Yörüklerce bu eşyalar balya olarak develere yüklendiklerinden, o yük eşyalarının konulduğu bölüm olmasından bu ismi almış olmalı, yüklük : yer yataklarının konulduğu bölüm, musandıra, gardrop kepi: yün çorap eskisi kepici: köylerde kepi karşılığında da alış veriş yapan, küçük eşyalar satan gezgin satıcı, çerçi, cılk: (yumurta için) bozulmuş, bayat, kayme / kaime : Osmanlı İmparatorluğu dönemi parası, kağıt para metelik : Osmanlı döneminde (çeyrek kuruş =) 10 para, demir para kırk para: 1 kuruş 1 kuruş : 100 santim yarım : 20 para çeyrak :10 para Yimpara / yirmi para : yarım kuruş mecidiye: 20 kuruş değerinde gümüş sikke mangır: ikibuçuk para değerinde sikke arşın: metrenin yaklaşık 2/3 ü kadar bir uzunluk ölçüsü yaklaşık (68 cm) okka:1.283 gram (ve ya 400 dirhem)lık ağırlık ölçüsü birimi hapaz/ apaz: bir avuç dolusu, tutam |