BULANIK SULAR
Güven bir sarı çıyan
Bulanık sular içinde Etten örülmüş duvarlara bırakıyor zehrini Bir şehri sahte aşklar aydınlatıyor Gece karanlığına bırakıyorlar Kime sahip bilinmeyen Bilinmeyen kime ait eller... Ağır gürzlere bir muştu. Mor salkımlı düşlerde tomurcuklar... Bu gezegenden değiller Künyeleri silinmiş Tanımazlar merhameti Sınırları soğuk ve karlı Onlar bakışlarıyla örümcek ağlarını dağıtıyor... Dişi midir er mi Cinsiyeti var mı Bu eller kirli Bu eller cennetten yasak meyvayı koparan Kendine konuşlanmayan Bir bahçenin pembe güllerini çalıyor... Tende gözenekleri dolduran bir katre Alevi soğumuş bir yürekten damıtılıyor... Her bir çırpınış nafile... Toprağın rahminde ölü kuşlar... Sancılarla parçalanıyor bekleyişler. Sarı bir çiyan ölü kuşlarla besleniyor Bakışlarını büyütüyor hüzün satıcılarının Küf kokusuna bulanmış bir ömrün Yatağına bıçak kesiği acıları bırakıyor Eller ki bir zaman okşayışını biriktirirlerdi sevdanın Kaba bir söylevin noktasına dönüşüyor eller. Sular çekiliyor nehirlerden Kan revan şimdi eller Bir cinayetin maktülü... Ayrılığa çalıyor çanları bir mabedin. Ölü yıkayıcılar sırada... Dişlerini biliyor sarı bir çiyan. |