Ben Sana Hiç Küsmezdim Ki
BEN SANA HİÇ KÜSMEZDİM Kİ
Biliyorum sen de çok severdin beni Ağıt yakardı yüreğin Yakarışlarda erirdi ruhun Yine de acı değdirmezdin diline Toz bile kondurmazdın kutsal mabedimize Ahvalim ne zaman kırış kırış olsa Avuç içlerinin şefkatiyle ütülerdin Kol kanat gererdin berduş yalnızlığıma Bazen annem Bazen babam Bazen de tutsaklığım olurdun mavilikler boyu... Gelirdin yanı başıma Okşardın ağlak saçlarımı Müşkülpesent gurbetin acısını öyle unuttururdun ki bana Özlemlerime katık yapardım baldan tatlı sözlerini Yastığımdan mis gibi kokun Yemyeşil gözlerimden devasa suretin Hiç gitmezdin Özüme çizdiğin yıldız tarlaları boyunca... Düşe yatardım uyanmadan önce Gece ya da gündüz hiç fark etmezdi Hep sen düşerdin, kor gibi düşlerimin soluna... Bazen küserdin küçük bir çocuk gibi Dudaklarını büzüştüre büzüştüre El ele gezdiğimiz sırra kadem basan kaldırımlar boyu Hasret toplardım gözyaşların eşliğinde Sen gelmezdin! Özlem mektupları dokurdu ahu zar yüreğim Beyaz güvercin dolu gökyüzü boyunca... Kör koyularda kaybolurdu canhıraş sesim Yaramaz (kedim) bile duyup, gelirdi de Bir tek sen Sen gelmezdin yitirdiğim yıllar boyunca..! ...Sonra bir gün Çıkıp gelirdin tek sayfalık hayat defterini bağrına basarak ’Kalbin kadar temiz’ o sayfayı yalnızca bana ayırırdın Öpülesi ellerinle Uzayan kederim küçülürdü bir anda Gökkuşağı açardı ruhum Dudaklarından dökülen her dua sonrasında El feneri olurdu ayakların Karanlıkları delerdin, secdeye kapanan geceler boyu..! Ansızın hayat öpücüğü kondururdun Solan nefesim boyunca Elemini-kederini geride bırakıp Her seferinde öyle hoş karşılardı ki gönül evim seni Ben sana hiç küsemezdim ki Sırf çocuk yüreğimin hatırına! * Elma dersem de, armut dersem de ’çık da gel sevgili’ Çocukluk günlerimizin o hiç eskimeyen oyunu anısına.. Nagihan ERGÜL Şiirime nefesi ile can veren Ufuk ÇINAR’a teşekkür ederim… |
hepinize tesekkur ederim arkadaslar begenmenize sevindim ..
saygilarimla