GÜZELLEMEAçtım perdeleri... Gün ışığı süzüle süzüle, Isıta ısıta bedenimi dolacak evime. Bahar gelmiş meğer! Uyurmuşum kollarımın Kış eylediği döşlerde... Nereden geldiyse... Belki bir dostun dilinden, Belki Tırtılmış içimde Kozasında öylece dururmuş; Bir kelebek konmuş omuzuma Söylenecek sözler söylenmese de Çiçekler patlamış Toprağı kurumuş saksılarda... Denizin buğusunda demliyorum çayımı, Şimdi paslı demirlere bürünmüş temelleri Kökünden söküyor Sahilde çırpınan birkaç martı. Nedim misali yazıyorum Şarkısını hayatın. Bugün bir başka güzelim, Biliyorum çam ağaçları kadar güçlü Benim bu ıpıslak bedenim. Bir kaside de kendime... Bu da nesip bölümü, Döktürüp döktürüyor Çatlak sesli kalemim. Ezbersiz şiirlerin Rüzgarına bir tufan Oluyor güzel ağızım benim. Bir sevda türküsü söylüyor Üzerime giydiğim Kırk yıllık elbise. Sabrın nakşını vuruyor Başımdaki kasket. Dilim ecrini çoktan çekti, Acı sözlerden aldı nasibini. Ecdadımın mirası tuttu silkti beni... Uyanış mıdır, Küllerinden sıyrılış, Savrulup denize dalmak mıdır Bu şimdi? Su akıyor kendi yatağında... Setler kırılmayı bekler. Yürek neyin peşinde, Onu ancak Bu yoldan geçen anlar. Şimdi bir taş ustasıyım, Belki bir nakkaş Ya da makas tutmaktan nasırlı elleriyle Bir terzi. Kendi hayatımı yontacak, Kendime biçeceğim bir düzen. Bunu kendi kulağıma Fısıldıyorum Bir anne şefkatiyle... |
doldurduğun hiç bir mey kafi değil derdi ve kederi unutmaya
hatırdan öte hatrı bilinmez haldeyim
demlendiğim sukut-u idrak
kül ve gül mevsimindeyim
bir yangındır yüreğimin yarısı
öte yanım hasbahçelerde güle adanmış
bülbülün figanındayım
dardayım saki,,
sök sol yanımdan seviye dair ne varsa
haydi boşver
dertten öte derd-i figandayım..
dedim şairem şiirinizin her msırası terennüm ederken..
susmasın yürek sesiniz..
kalbi tebriğimle