BU SANA SON ŞİİRİMDİ
Zeytine damlarken tüm sadeliğiyle tabiata
Göklere bir dem gerek hüznü yaşamak için Beni ait olduğum sokaklara sorun Sevdiğim kızın göğsündeki mendil kokusuna Çeşme başında yanık mektuplara Umudumu telgrafın tellerine Hayallerim Sabah güneşine gülebilmektir Sevdikçe gözlerinden içeri girebilmektir Aşk acı bir tat bırakıyor şimdi Yaşamakmış ölmek Büyümekmiş ölmek Yorgun bir dalgaya Ay’la beraber Yakamozu dize getirmek Seni bulamadığım gecelere Seni anlatmakmış AŞK Boş ver aşkı şimdi Tenine dokunmak mutlu ediyor Günlük heyecanımı yalansın koskoca bir yalan Öyleyse şerefine içmek Şerefsizlere verilen en büyük hediyedir Korkma sevda bulutu beni al götür Mor menekşelerin diyarına Güllere küstüm bu gece Bülbüle lanet okudum Bir orman tümcesi içinde Ellerim ayaklarım Dal dal budak budak Nefretle açarken Şirin Ferhada aşık olamaz ! Toz toprak içinde kaldığım doğrudur Hayat işte yoruyor Ama hiç bir eziyet Senin kadar acımasız değil Söyle bana öldüreyim mi içimdeki volkanı Ruhuma suhuf suhuf indirdiğin kelebekleri Şiirim tabelasına nakş etmişim Her dokunuşunda bahar yağmuruna Adını sayıklıyorum Başka birini seviyorsun aldım haberini Delikanlı olduğum günden beri adını Esirin olduğumdan beri imgeni Ağzıma almıyorum Ama şiire girmeyi nasıl beceriyorsun Beni çıldırtan tebessümüne Artık elveda Bıraktım kendimi Bu sana yazdığım son şiir Güle Güle akasya dallarındaki leylak kokum Güle Güle içimdeki volkan Ebediyete gömdüm seni Senin açtığın yerde Benim güneşim doğmayacak artık Ve ben yalancı baharı oynarken Adım aklına gelirse eğer Sakın düşünme beni Bende mevsimlerin tekrarı yok güzelim İşime gelirse severim .... |