2
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
970
Okunma
ağzının kuyusu
daha derini yok
yıldızlar alnına çarptığında bahçeler güzel
tepelerin sırtında hafif çiçekler
masal boşluğunda gecemiz vardı
ve korkup beklediğimiz bizim için
uzaklarda çırpınan dalgalar vardı
rüzgar ağzından çalarken harfleri
eteklerini süpüren sarı yapraklar
ay ışığında sevinçlerini duyuran
nar ağaçlarının dolgun hecelerinde
dudaklarıma varmadan uyuya kalmış
kuşların kanatlarıydı gülüşün
sesleri topla sevgili
topuklarımızda yankılanan çimen yeşili
dağları boynuna dolayıp havayı konuşturan
anlatamadıkların var ya
incecik mırıltılarla kendi kendine
yüzüne vuran esinti
bizi okşayıp seven nehirler
onların yalnız kıyıları değil
bir kelebeği uçarken duymak
meyil dediğin yıldızlara varan yol
saçlarını örerken
gün batımının bildiği.