Çok Yürüyorduk
indim merdivenlerine
çiçeklidir o dar koridor fena güneşli ve ufukları geri gelen renklerle belirtmek istendiğimde mor salkımlar mor salkımlar ilk sigarasını içti öksürüyor galiba iğde ağaçları var dikenleri uzunca çıkmadığı bir o kalmıştı haylaz yırtıkları kanayan zafer geniş bir parkın arka yolu bir birine girmiş bir kaç anıdan biri hangisi olduğunu çözemiyormuş ağlayanlar var çocuk sesleri yetişkinlerin elleri her yerde kırılanları saklamak kırığı örter en azından bir kenarı saklı kalmış bulmacanın tamamını bulana kadar geçen süreye vazgeçme sebebi karışınca daha iyi niyetli oluyor insan ölü kokusu sandığınız yüzülmüş postlar hava kurumundan saklamak için hava şerefeli camii ve onun imamına emanet edilmiş bakır muslukları çalmışlar aynaya bakarken kaçmış olmalıydım ki varilleri boyarken başıma sarkan mavi onun eseri çok yürüyorduk çok düşünüp çok yürüyorduk bir keresinde Bulgaristana kadar yayan muhacir kızların entarilerini belledim hiç unutmam basma çiçek oyası dizine kadar beyaz göçmen seferindeydik martıları turna sanan gölgeler bulmuştum kendime bir kuş oydum zeytin ağacından kanat takıp uçuracaktım güne bakan ah o aslan başlı yiğitler onların efendileri yarasa kıvraklığında çaldılar benden sarışın mavi gözlü olunca git Anadolu dan istediğini al diyen başlık parası ve dizlerimde yarası ile kalbimi uyutan sevgiler satın aldık beşi bir yerde kalın kaşlı gözleri yerde kuzey doğuyu bilirim oralı olmak var dağ olmak yeşil olmak aynı şey nehir demek fevri istikametini yırtan bir çığlık kuşları çabuk geçer yazları bulut ağrısı dinmeyen iki gözüm iki çeşme. |