yedi tepe eğilir gün başlar susar sonra yalnızlığın uğultusu dekoltemizde dünden arta kalan deniz tortusu
yedi şövalye nefesi çerçeve yedi yel değirmenine sık sık sallanır nergis çiçeği evler nefes nefese bu şehirde
tulumba suyu çarpılır yarı uykulu yüzlere öyle yalap şap değil okkalı bir selam çakarız çaydanlık üzerinde tıslayan porselen demliğe
taze çıtır çıtır köşesi koparılmış bir ekmeğin buğusunda gizlidir bazen mutluluk bazen especia’nın iki iskemle arası çizdiği sekizde koko’nun kuyruğunda bazen de mübarek pilsiz pervane öyle tanıdık pür neşe
deniz güneşi avutur koynunda biz denizi rüzgara allı güllü pazen elbise dikeriz yağmura keten bezi dile gelir ahşap pencere aynı anda göz kırpar karşı evden ikizi
hurdacı geçer tıkarız kulaklarımızı her gün bu vakitte ne bilsin elin adamı eskiye neden rağbet ederiz biz bu külüstür mahallede
nur yağmaz üzerimize belki ama nisan yağar toprağımız umut kokar balkona eğilmiş badem ağacı çiçeğe durur böyle her bahar
alıngandır mevsim of çekersin durulur yorulur birden bire durur durur da gelir ansızın dalına vurur
ve tanrı buyurur sev der özle ağla yoksa çiçeğin kurur
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DENİZ GÜNEŞİ AVUTUR KOYNUNDA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DENİZ GÜNEŞİ AVUTUR KOYNUNDA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
MUTLU OLMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ AN' DAN DAHA İYİ BİR ZAMAN OLDUĞUNA KARAR VERMEK İÇİN BEKLEMEKTEN VAZGEÇİN.
MUTLULUK BİR VARIŞ DEĞİL,
BİR YOLCULUKTUR. " PEK ÇOKLARI MUTLULUĞU İNSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA.
OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR. "
--KONFÜÇYÜS--
şiirinizi okurken aklıma gelen bu yazı oldu.
'taze çıtır çıtır köşesi koparılmış bir ekmeğin buğusunda gizlidir bazen mutluluk bazen especia’nın iki iskemle arası çizdiği sekizde koko’nun kuyruğunda bazen de mübarek pilsiz pervane öyle tanıdık pür neşe'
Şiir dedin mi? Duru anlaşılır, konuya hakim öyle laf olsun diye Arapça, farsça gizemli ağdalı anlamsız sözcüklerin topluluğu olmamalı. Şiir, okuduğum şiir gibi şiir olmalı. resimdeki sokak gibi dallı güllü evler gibi konuda resimle özdeşmiş. Yorumum ne demek istediğim hakkında dağınık olmuş olabilir ama şiir güzeldi çok güzeldi onu demek istedim. Yaşanmışlığın özüdür. Konusu ve anlatımıyla çok düzgündür. Tebrikler şair, sizi ve güzel eserinizi yürekten kutluyorum. Saygılarımla.
Düzeni, teması, anlatımı.. velhasılı kelam bütün bir kompozisyonu ile nefis bir safya; Şiiri okurken tınısı, çağrışımları ve farklılığı ile insanda estetik zevk uyandırdığı gibi gözü de yormuyor; Ne diyebilirim ki beğenilerimi söylemekten başka ve böyle anlatımların insana ne çok şey katacağını belirtmekten de... Teşekkürler kaleminize; Selam ve saygı ile..
Yine harika bir şiir okudum Tebrikler.. Bir şiirimi anımsattınız :)
BİR SEN EKSİKTİN SUZİ...
-I-
yabancı değil bu çılgınca şarkılar, bu masmavi deniz bu (z)amansız fırtına dönen başım; içtiğim şarap hatta birinde geceleyin soyunup çırılçıplak denize girdim kollarında bir güzelin doyasıya serinledim hatta o gece ayağıma deniz dikeni batmış canımı fena halde yakmıştı...
04.07.1994
...
-II-
güneş mor dağların ardına çekilince başlıyor yine gece anılarımı belki silmek belki bilmek istercesine...
cilveleniyor deniz, nazlı bir gelin gibi bir ileri bir geri salınıyor usul usul ve ben seni bir daha yıllanmış bir şarap gibi bir daha içiyorum, yudum yudum...
kayalar yerinde ve palmiyeler kış ortası dağılan saçlarıyla suda çılgın aşkların tanığı hâlâ bir sen eksiksin bir de ayağıma batan deniz kestanesi...
gecenin içinde derin sularda çılgın iki sevgili aynı şişenin içinde doluca kırmızı şarap, doludizgin atlarca esrik...
bu saatte denizde olsa olsa balık olur; burası Mermerli geceleri ıssız, gündüzleri kalabalık olur...
ha sahi kıyıda o gece bir kişi daha vardı sevişirken umursamadığın sanırım sağdır; bilmem derdi neydi sana bana gıpta eder haldeydi ne iyi adamdı hiç ses etmedi sana selâm söyle ona...
yedi şövalye nefesi çerçeve yedi yel değirmenine sık sık sallanır nergis çiçeği evler nefes nefese bu şehirde o şehir sallansa da yaşamaya değer çok güzel bir şehir o sallasın siz ninnilerle uyumanıza devam edin ecel gelince hiç bir şeyin önüne geçilmez çok güzel anlatımdı yine damak tadı ağzımda kaldı Hicran Hocam, Sevgim ve Saygılarımla...
Hanımefendi bir Bodrum resmiyle fonlandırılmış güzel bir deniz şiiriydi. Bizim bademler tam olmamıştı ama dün üç tek koparıp yedim, baharı tatmış oldum dalından. Deniz koynuna alınca güneşi yanmaz mı? Ya da güneş ıslanmaz mı biraz? Yoksa aralarında aklımın ermediği özel ve güzel bir durum mu var ? Bilemedim. Bahar güzel, Bodrum güzel, güneş güzel, deniz güzel ve şiir güzel. Tebrik eder saygılar sunarım.
Bir düş hikayesiydi sanki dizelerinizden akıp giden bir ırmaktı denize ulaştı sonra şair. Başlı başına güzellikti , güzeldi anlatım , şiir ... Yaşanılanı yaşattı , hissedileni anlattı , dinletti sonra baharın gülümseyişlerini ... Uzatmadan kutlayayım ben iyisi mi ... Yazsam roman olur da yeri burası değil :)
âhenk, uyum, ritm, peysaj, montajlama dil kullanımı şiirsel sunum ve barındırdığı içerik. anlatır gibi değil yaşatır, hissettirir gibi... yâni serbest şiirde olması gerektiği gibi...
kısa söz çok alkış hak ettiği gibi
Serhat AKDENİZ tarafından 4/11/2014 12:01:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
deniz güneşi avutur koynunda biz denizi rüzgara allı güllü pazen elbise dikeriz yağmura keten bezi dile gelir ahşap pencere aynı anda göz kırpar karşı evden ikizi
Ey umut ,ey şiir , ey şiir esinler aldık denizlerden, Yeditepe'den . Ilık bir meltem olup akıverdi içimizze. Eskimeyen dostum hep duygu yüklü yazar , güzel yazar bilirim. Şiire kesti yüreğim okudukça
Eksik olsun kolu kanadı Yok akla ziyan değil sevdaların hiçbiri Ötesiz, karanlık
El el iken el olunca birden Tek sestir duyurduğu Zamanı ötelemez Nefesi ötelemez Fakat telaş ötesindedir çokça
Masallara özenip Öyle başıboş düşler kurdurur adama
Bahanesi çoktur Unutturur eve ekmekle tuz götürüleceğini Orhan Veliye Unutturur içindeki aşıklık istidadı
Yazmak alabildiğine yazmak Geçimsiz aynalardan hesap sormayı bırakmak Kırış buruş çizgili yüzlerde tanımak aşkın en koyu halini İşte o mahallenin bekleyicilerinin hünerleridir bunlar Ve o mahalleye Gün geçmez ki bir maşuk daha taşınmasın...
Kusura bakmayın lütfen. Bazı yazılar üzerlerine kelime ettirmekten daha fazlasını yaptırıyorlar. Sevmediğim bir şey aslında bu yaptığım. Yazıları yorumlamalıyız. Neliği, nasıllığıyla ilgilenmeliyiz biliyorum. Fakat dedim ya bazı yazılar... Tebrikle.
çok teşekkür ederim 13 nisan Orhan Veli'nin doğum günüymüş...
ne güzel onu hatırlamanız bu sayfada ne onur verici şahsım adına..
bir şiiriyle ben de saygı ve rahmetle anmak istiyorum kendilerini...
Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum. Eve ekmekle tuz götürmeyi; Böyle havalarda unuttum. Şiir yazma hastalığım; Hep böyle havalarda nüksetti. Beni bu güzel havalar mahvetti.
çok teşekkür ederim 13 nisan Orhan Veli'nin doğum günüymüş...
ne güzel onu hatırlamanız bu sayfada ne onur verici şahsım adına..
bir şiiriyle ben de saygı ve rahmetle anmak istiyorum kendilerini...
Beni bu güzel havalar mahvetti, Böyle havada istifa ettim Evkaftaki memuriyetimden. Tütüne böyle havada alıştım, Böyle havada aşık oldum. Eve ekmekle tuz götürmeyi; Böyle havalarda unuttum. Şiir yazma hastalığım; Hep böyle havalarda nüksetti. Beni bu güzel havalar mahvetti.
sonra yağmurlar kesilmiş
bodur kalmış meyve verecek ağaçlarımız...