Çukur
Bir çukur ki düşüyorum;
Dibine ateşler yakılmış, Bir kadın ki gözlerine; Gözlerimin görmediği güzellikler atanmış. Saçlar, dudaklar, ruh, Gönül ne savaş halinde, nede sulh! Düşündükçe düşüyorum, Ne aklım bana mukayyet olabiliyor; Nede ben ’mukayyetin’ anlamını hatırlayabiliyorum. Sürünme izleri üzerimde bitiyor, Bütün aşk suçlarıyla örtüşüyorum, Çöllerde üşüyor; dertleri örtünüyorum. Susuyorum, hafızam kayıp, Halen düşüyorum ya, ne derin çukurmuş, Kendimi iteleyen ben miydim yoksa Köşelerden, Ne güzel uçurummuş. |