4
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1590
Okunma

Gökyüzü ışıklarını kapadığında
Aklımdan üç beş şiir gelirde geçer
Bir bakıma hayalin yani
Gözbebeklerim titrer
Yaş süzülür gamzelerime
Bahane ararım; esneme der geçerim
Lakin kalemimin yeli esmeye başlar
Beni yalanlar
Beni zaten hep o anlar
İlkokuldan arta kalan müsveddelerin üstüne
Melek-ül mevt süzülür
Billur çağrışımlı bir el uzanır penceremden içeri
Maveradan içeri çeker ruhumu
Kalem kırılır sahifeler buruşur
İmgeler selama durur
Bağrıma çöker bu anlamlı acı
Şiirlerin tılsımı kalmaz artık
Dilim binlerce sözcüğün gizeminden arınır
Defterim aralanır sorgu başlar
Senli sahifeler kadar temiz
Ve anlamlı bir tek amelim olmamış
Doğada güzel olan ne varsa seninle sevmişim meğer
Mühleti dolmuş asırlık bir çınarı
Hüznün dimağında kırılan düşleri
Yağmur tanesini, okyanusu ve sahilde kumları
Bir bıçak izi kazımışta gövdeme
Işığını, suyunu, billurun buğusunu
Mevsimlerini çekmişim ciğerlerime
Işığını sürdüğüm bahçelerde ongunluk
Kudurgan, sevecen, mağrur
Şimdi Cebrail mi değiyor harika bir surette
İğdiş edilen bir şiir mi yırtınıyor
Geçtiğim yolların hangi damarları kuruyor bilmem
Toparlanmak imkânsız
Birinin ayak sesleri var duyuyorum
O ben miyim uzaklaşan
Yoksa başka biri mi belirlemek imkânsız
Eşyalar yıpranıyor ağaçlar yaşlanıyor duyuyorum
Tavşan karşı dağa nasıl geçtiyse
Öylece süt beyaz dönebilir diyorum
Peki!
Azrail’in namlusunun ucundaki kimdi!
Dolansam dünyanın buğulu bahçelerinde
Sözcükler toplanmıyor
Çağırsam uzaklaşan ayak seslerini
Elimi gölgesine uzatsam
Kızılcık karası bir bozgun bulutlanıyor
Ömrümün ucundaki bu yara izi var ya ahh..
Bir mağara gibi
Oyulmuş
y
u
l
u
y
Oyulacak
r
Efendiler!
Her dakika
Her gün sessiz ve muazzam bir ordu gibi
Yeniden ve yeniden
Üzerime yürüyen neydi?
Sevgi!
Arayış!
Yoksa ölüm!
...............Hangisi?