Kadim
gören kim
kapatıp duruyorsunuz sayfaları ellerimin dokusu kısalıyor yüzüm var mı bilmiyorum bilmiyorum bu gün değil çizdiği yeri kanatan bulut muydu beklemek olan duvarlar ve kalabalıklar anlamıyorum hangisi bizim bizim kalbimizdi ve sesimiz benziyor diye çevirip harflerimizi sayıklıyormuş gibi tedirgin olan yükseklik göklerin gölgesi değil miydi sırtını hisset burası yok oluş ırmağının rengi ve renksizliği anlamayışına bir anımsama işareti koysaydın kıvranmazdın harflerimizi anlamak için boşluk geçiyor zamansızlık duraklarına çarpan eğim düşüp bir kapalılığa inanıyorsun da bu çelişkili girdap ve ötesinden duyulan ses kimin eğer sen yoksan çıkamıyorum tutunma mesafesi zayi infilak nöbetleri kavramaya yetmiyor bir ağlayış bir kimya bir damla su olmayınca genişlemiyor var olmanın arzusu dönüşü parlak sevgi parçacıkları seyrin nabzını giyindiğinde uyanmak istiyorum diye haykıran ışıklı sabahlar bir daha olmayacak kapat gözlerini sonsuzluğu dinleyen kadim. |
bu şiir değil âdeta su'
çok derin.derin mevzû