Ben Seni Sevdikçe
O kadar güzel gülümsüyordun ki
Bir çocuğun gözlerinden öper gibi Bozuk düzene baş kaldırmış bir direnişçinin Göğsünü siper etmesi gibi Ben seni sevdikçe Ne çok gelmedin bana Firar eden bir mahkumun sığınağı oldu gözlerim Solan bir yaprağı koynumda sakladım Kimsesiz bir sokağın başında akan bir çeşme oldum Sustum, yutkundum, boğazım düğümlendi Kendi kendime yasaklandım Vuruldum, öldüm, bittim Tükendim İntihar eder gibi sevdim seni Göğsümün darağacına kan gülleri asarak Ben seni sevdikçe Ne çok gelmedin bana Ağladım Ağaran bir su gibi Yüzümün avlusuna gözyaşlarım indi İçimde biriktirdim seni Damlaya damlaya biriken bir göl gibi Maviye çalan gökyüzünde aradım seni Güneşin doğuşunu söndürdüm Pencereme yağmurlar yağdı Hırçın bir poyraz yanaklarıma vurdu Ben üşürken Ne kadar çok yok’sun susuyorsun kendine, Öyle güzel, öyle içten ve öyle mahsun Ben seni sevdikçe Ne çok gelmedin bana Gece rengini döktü usulca Sessizliğe büründü tüm şehir Sokağın tavanı karardı Bir mezar başında kuşlar ağıtlar yaktı Sustu yıldızlar Ay karardı Biliyorum susarak yaşamak zorundayım seni Üstelik sende yoksun Ben seni sevdikçe Ne çok gelmedin bana İbrahim DALKILIÇ 29/03/2014 02:10 |