çocukluğum gidiyor önce aynalardan alıp yüzümü kırmızı kurdeleli hüzünleri asıyor boynuma makyajı yamalı aklı yaralı bir kadına dönüyorum sonra
sonra aynalar gidiyor bir bir sırrı dökülüyor yüzümün kaldırım taşlarına
bilemezsin ne zor olduğunu suretsizliğin!
tek tek baharlar gidiyor mevsimlerden yüzsüz bir yağmura teslim oluyor güneş her akşam üstü utanmaz bir yalnızlık tünüyor saçaklara saçları hüzün sarısı
sonra mevsimler gidiyor bir bir gökkuşağı düşürüyor yeşilini ayak diplerine siyahın
hissedemezsin nasıl üşür insan bir başınayken kendiyle!
insanlar gidiyor şah damarını kesip şehirlerin ve şuh bir terkediş takıp kollarına yarım ağızlı sevdaların cinnetlerine şahitlik ediyor caddeler
ve sonra şehirler gidiyor bir bir zaman üzerimden geçiyor
anlayamazsın nasıl ölür insan avuçlarına sinmiş fahişe vedaların cesetleriyle yaşarken!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sonrası vesaire şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sonrası vesaire şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şimdi neler neler gidiyor özümden yüzüme bakarak üstüme basarak
kendi başının çaresine bakmışlığım bir kızın cebinde masumluğumu mendiline sarmış başı boş düşlerimi yakasına takmış gidiyor gözden kaybolarak
konuştuğum tüm cümleler sesimde ki küçük zerreler toplanmış gökyüzünde bulutların ardı sıra gidiyor
artık saçımın dibi yüzümün rengi ellerimin kuytuları bedenim Ah! bedenim yaşını almış gidiyor
saatlere el ve da yağmur el ve da sana gözerimin kuru kalabalıkları kapının eşiğine çizdiğim sek sek el ve da
toprak ülkesinden mektup yazarım size göğünüzde yıldız olur dileklerinizi aminlerim usulca
tebrik ederim güçlü kalemi halisâne güzel bir şiirdi satırlarında gezindim çıplak ayaklarımla sonuna vardığımda kapattım gözlerimi derince bir nefes aldım
bıraktım eteğimden sevgilerimi şiir gibi şiirdi eywAllah...
Zeynepece tarafından 3/24/2014 6:14:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kaç ağrılı nefesin buğusu soluklaşır bir aynanın suretinde ve kaç meçhul gözün içinde selası okunur aynaların, bilinmez Veyseli tabir ile sadık dost toprağın sırça hali Günbe gün dostun yüzüne söyler gerçekleri
sonra yeni bir günün telaşında hüzne bulaşmış gözleriyle okuyanlar gidiyor bir bir sol taraflarında iltihaplı düşler sağ ellerinde ayrık otu ağır ağır yol alıyorlar bir başka bilinmez öyküye...
yüzüme bakarak
üstüme basarak
kendi başının çaresine bakmışlığım bir kızın cebinde
masumluğumu mendiline sarmış
başı boş düşlerimi yakasına takmış
gidiyor gözden kaybolarak
konuştuğum tüm cümleler
sesimde ki küçük zerreler
toplanmış gökyüzünde
bulutların ardı sıra gidiyor
artık saçımın dibi
yüzümün rengi
ellerimin kuytuları
bedenim
Ah! bedenim
yaşını almış gidiyor
saatlere el ve da
yağmur el ve da sana
gözerimin kuru kalabalıkları
kapının eşiğine çizdiğim sek sek el ve da
toprak ülkesinden mektup yazarım size
göğünüzde yıldız olur dileklerinizi aminlerim usulca
tebrik ederim güçlü kalemi
halisâne güzel bir şiirdi
satırlarında gezindim çıplak ayaklarımla
sonuna vardığımda kapattım gözlerimi
derince bir nefes aldım
bıraktım eteğimden sevgilerimi
şiir gibi şiirdi
eywAllah...
Zeynepece tarafından 3/24/2014 6:14:13 PM zamanında düzenlenmiştir.