Eski Bir Oyuk Yalnızlık...
Yalnızlık sessiz çığlık
içimde asılı kalan arsız konuk bir koşu gitsen çocukluğa yüzünde yanağı al bir şiir seksek oynar içimde aşk hani nerde o ilk öptüğüm çocuk eski bir oyuk yalnızlık nice oyunlara dalmış üzgün çocuk kalemi tükenik oyuncakları kırıkça bir koşu gitsen yıllara kulağında kiraz takılı kırmızılık. uzaklık yol boyu hüzün her mola çay içimi sevdalık tamamlanmamış resimlerdi rüyalar kısık sesimde kalır özlemlikler bir koşu gitse çocukluğum anılara elleri cam kesiği kan demler… suskun yalnızlıktı sarhoşluk her sözde yağan kış kırgını bir kaçıştır yüzümde ki bakış kaç kapı kapandı dizelerde sevda kaçkını içimdeki yabanlık renkleri düşürsem yüzümle yıllara canlanır boyama kitabım kalem kokusuna alışıklığımdır renkler gökkuşağını sevmem bundan tutsa ellerim rüzgârgülünü kendime savruluşumdur yalnızlık. yokluk kesiyor ayazı esmiş bir deliliktir mektuplar ya şiirler ezberimdir hayatı düşüp kalka büyüdü yaşlar elimde kalan siyah beyaz fotoğraftır yaşanılan yılların kanıtı… Fotoğraf. Oktay Bingöl |
Bilsen
O kadar büyük
O kadar büyük ki
Hep serhoş gezdirdi
Bırakmadı hiç ayık
Yanlızlık
Eski bir oyuk