Su 31) Oku
ne tekkelere çapıt bağlanmış,
ne dilekler dilenmiş ne adaklar adanmış doğumuma ne de anamın bana gebeliğinden babamın haberi varmış sanki kendiliğimden gelmişim yalan dünyaya ne başında bekleyeni olmuş anamın ne şerbet, ne pelte getirilmiş lohusalığında ne hediyelere gark olmuşum, ne anam ne babam kutlanmış doğduğum için tam onyedinci gününde dünyaya geldiğimin dedemin ölen emmilerinden birinin adını almışım belli ki mübarek adammış ne el bebek-gül bebek muamelesi görmüşüm ne cicilere-bicilere bürünmüşüm ne de kucaklara alınıp fotoğrafım çekilmiş, düğünlerde bayramlarda, “-adı üsdünde güz bülücü Allah’ın emaneti emme, fazla yaşamaz” denilmiş iş bilen ebelerce dağ başında, yağmurdan yağmura su gören çalılar gibi büyümüşüm büyümüş gitmişim anamın südü inmemiş de halime içleri el vermemiş birilerinin, kimileri süt getirmiş kimi bebekli diğer analar emzirivermiş rastgeldikçe dağda-bayırda, olmadık yerlerde akranlarım “süt kardeşim” anam ırgat, babam amele hemen hergün ekin otuna, afyon çapasına evde kimse ilgilenmezmiş de heybe gözünde taşınmışım baharda, yazda tarlaya, harmana ezilmiş haşhaşlı şekersiz “somruk” ağzımda güneşin gözünde kalmışım ağlamaktan bitap düşmüşüm boğazım bıçılmış gıdığım yara ırgata eynelden çıkmak yasakmış kimse gelip yüzüme, ellerime üşüşen sinekleri kovamamış mecalim de yetmezmiş, başedemezmişim çile çekmişim ne adıma düğünler yapılmış ne koluma al-yeşil poçular bağlanmış ne balon, ne top, ne düdük ne de ağabeymin kıltopundan başka oyuncak gördük ne Hecaza giden dayılarımca teyzeoğullarımınki gibi oyuncaklar, hediyeler alınmış öğey evlat anam gibi, hor görülmüşüm belli öğey kalmışım ne üstüme bayramlıklar alınmış ne alınanlar üstüme oturmuş ancak; büyüklerime yenileri alındığında gayış, pontur, çorap, papba yıllar sonra da bez bir çanta sahibi olmuşum okula gidişimin üçüncü yılında sıradanlanmışım, ne okul kitaplarım, ellerininkine benzemiş ne yeni kaplıklar geçirilmiş, ne etiketlenmiş babam; belki okul çağı gelen çocuğundan habersiz belki çaresiz altı fotoğraf, yüz kuruşluk posta pulu iki mektup zarfı, bir de on lira orta mektebe yazılmaya gitmişim velisiz kimime ne mektubu yazacaklardı acaba belki postaneyi kalkındırmanın yolu belki başka uydurmaca elimden itiraz gelmemiş, itiraz hiçbir şeyi değiştirmezmiş, dünyam! en ücradaki; yabancı dili almanca -garibanlar sınıfı-yla güneş görmez tabansız bir odaya hapsedilmiş ötem-berim, kap-kacağım, yatağım.. “yüksel” marka gazocağım dığanda aş pişirmişim, kapağı tabağım doğru-dürüst harçlığım olmamış bütün paramı kızılay koluna vermişim idare etmişim "oku" denildi bize "çal" denilmedi |
kimisi hep yoksulluk ve çile çeker.
Ama en onurlusu çalmayan yalan söylemeyendir.
ne mutlu bu güzelliğe erişenlere
kaleminize sağlık