Su 12) Göl SuyuSu dedim de... “-çıranın suyu diş enginine , kekik yağı (r)domatizmaya tosbağanın eti kansızlığa ardıç gıliği ne bileyin neye, neye neye karpız mide fesadına, canavar eti her derde deva saksağanın eti altını ıslatan çocuklara” eyi gelirmiş. babam Almanya da bile ne ilaçlar sürdüyse kelliği önleyememiş orada biri tavsiye etmiş Derviş Emmi keler vurup getirdi ona bir-kaç saat kor ateşte yaktık, yanacak gibi değil külünü gazyağıyla karıştırdık bir gece de olsa dayanılacak değil her yerde baskın bir gazyağı kokusu sabah erkenden şampuanlarla yundu Üsük Dedenin gözlüğünün tersiyle bakıldı yok! “İbiş’de böyüteç var”ımış dediler tez elden getirildi kılı kırk yararcasına baktık, (başka tarafta epey uğraştık o gış gıyamet de; Güneşten kiyat yaktık) “-ulee valla” deye önce umut verenler oldu babamın elinde Habba Gelin’in getirdiği büyüteçli ayna narasın bizimki nafile marak, bir gecede saç fışkıracak değil ya! bence “insan olduğu hali kabullenmeli”ydi üstelik babamın kafası dımdızlak da değildi ama o tavsiye edilen su için abimi Bursa İnegöl’e olmadı her ihtimale karşı Manisa Sarıgöl’e de gönderdi vallahi-billahi "-baba insan olduğu hali kabullense daha kolay değil mi bilmem nerden getirilen bir-kaç yudum su burada saç bitirir mi” (dedim demez olaydım,) o bir gecede kelini giderecek gazyağlı keler külünden medet uman abimle İnegöllerden, olmadı Sarıgöllerden su getirterek, ne çilelere, ne meşakkatlere katlanan otlar kaynatıp, kocakarı ilaçları içerek sadece tepesinde bir tutamcık “saç”ı olsun ümidindeki insan ellisini çoktan geçmiş babam bir-kaç saç çıkar umuduyla olmadık çabalar içinde zerre kadar da olsa umutlu bir acabanın peşinde ben hariç; ama aslında hemen herkes muhabbet derdinde kimsenin öyle bir beklentisi yok elbette, herkese muhabbet gerek gözkırpıyor olmalılar birbirlerine Hacı’nın kelinde saç çıksa ne, çıkmasa ne umurlarında bile değil bence hatta abimin bile epey yer gezdi bu sayede oradaki arkadaşlarını ziyaretine gitti İnegöl suyu bahane Sarıgöl şahane Bu olmalı nihayeti kel-alaka ciddiyeti babam! bir yandan aynanın büyüteçli yanıyla inceden inceye seyrek tepesini süzmekte ne olurdu ki kadere razı olsa, ya kabullenmesinin daha kolay olduğunu söylediğim için, çıkmayan saçların müsebbibi olarak beni görüyor olmalı ki ya da bıyık altından gülüşlerin farkındaydı can sıkıntısını gene benden çıkarttı yüzüme kan davalısıymışım gibi kırk yıllık bir kinle baktı, (ve bu kin geçmedi yıllarca) dinmeyen bir öfkeyle, “-sen kendi bokunu yesene” dedi ve ömrüne yarım kel olarak kaldığı yerden devam etti kasketi bir yana atarak yeni öneriler bekledi ama; ….. önerilen her çareyi denedi çıkacaksa, çıksa ahbabları için fark etmiyor çıksa da, çıkmasa da abim broşürler topladı derman şifalı sular da kazara biri dese ki “anası düzülmedik çocuk boku” eminim buldururdu Alamanyalı ya parası var tabi; ahbapları; işin muhabbetinde ağabeymin derdi; seyahat ben; babama hasret babam; kelinin derdinde hâlâ bana ne, sanki bana ne oluyordu babamın keli, babamın kelliği herkesçe çok önemli, babam kendine gösterilen ilgiden herkes halinden memnundu oysa; kafaların dazlaklığı değil de içi önemliydi yıldan-yıla geldiğine göre biraz da bizimle ilgilenmeliydi babamın kelliğinin, yeniden çıkmayan saçlarının suçlusu ne keler ne İnegöl, ya da Sarıgöl suyuydu herkes babama bir şekilde yakınlaşıyordu ben de yakın olmak istedim, teselli etmek istiyordum papazı buldum ben onu bunu bilmem gardaş, kel alakaya maruz kalan ve bundan hoşnut kişi maskara olan baban bile olsa var yaa alaka ciddiyetinde bulunma kabak senin başında patlar valla dargındır affetmez “-niye” desen bilmez bu kan davası bitmez bankadaki kapıcı bozdurtur dövizini, sen menkul kıymetler müdürü olsan takmaz, hani o ilmi siyaset dedikleri varya sen de o yoksa, gezip-tozma adına uydur, pohpohla, alkışla gir koltuğunun altına, ne derse eyvallah, hay hay hak etse de, etmese de say adam bir umudun peşinde kelliğe takmış bir kere çıksa nee, çıkmasa ne sen bak kendi işine sana ne neymiş; gazyağında keler tozu ya da; anası becerlmedik çocuk boku ben öyle paranın; “-yau hacı Alaman size para verdi emme kiminizin saçını çaldı, kiminizin böbreğini aldı bana öyle geliyo ki, arkadaş siz bi betdova almışsınız baksana biriniz nişannısını aldı gaşdıydı, düğünü beklemediydi goya hinci Alamanda kendini bilmen emme garısı burda dul galdı” “-Alamanın parası pul Alamancının garısı dul” “-Canab-ı Allahın her şeyi öyle değil mi gatliken garşılığını almadan bişiy vermez “bobamdan ayrılınca öylene gadar uyucan derdim çoluk-çocuk derkene uykuyu düneği gaçırdım” “-eveli garnımızı doyuralım deye daşın kökünü kemiridik hinci her şey var emmeee yeycek diş yok” siz de de para var hinci, bey gızının başını döndürecek emme gafada saş galmamış kırkında yirmi yıllık garının ataşını sö(yü)ndürcek iş galmamış adalet dedikleri bu mu dinine yanayın daa decem var emme güna(hı)nızı almayan öteğün saydık, Alamanyalıların hiş biri gucana teze böbek almamış gerşi; cebinize para gomuş, da alaman, kiminizin böbre(ği)ni, kiminin ciğerini içinizi, işinizi elinizden almış Deli Yakıp dedikleyin hani.. öyle paranın ta ..ına ğoyan DİPNOT engin: enmiş, inmiş, örn.diş etlerinin çekilmesi, bünyedeki bazı rahatsızlık veren ağrılar |
daşın kökünü kemiridik
hinci her şey var emmeee
yeycek diş yok”
siz de de para var hinci,
bey gızının başını döndürecek
emme gafada saş galmamış
kırkında yirmi yıllık garının ataşını sö(yü)ndürcek
iş galmamış
adalet dedikleri bu mu dinine yanayın
daa decem var emme
güna(hı)nızı almayan
öteğün saydık, Alamanyalıların hiş biri
gucana teze böbek almamış
gerşi; cebinize para gomuş, da alaman,
kiminizin böbre(ği)ni, kiminin ciğerini
içinizi, işinizi elinizden almış
Deli Yakıp dedikleyin hani..
öyle paranın ta ..ına ğoyan
Bir solukta okunacak şiirdi gülümsiyerek okudum
Yüreğine kalemine sağlık üstad
Kalemin susmasın
________________________________________Saygılar usta kalem