Ağız Dolusu Hayat
bir şeydi
testiyi kaldırıp eğdi bir damla derken boşalıverdi ağız dolusu hayat sordum niyeti ile arasına mesafe geren kaderin işleyişine savrulurken ben neredeydim kuşlar karışınca dalgalanıyor uzaklaşan anı gördüm çekildim kabuğuna kaplumbağanın hani işitmeden neye benzer çiçekler mesafeler uyuşmuyor diye anlamayacak değilim ara sıra bende şapka giyerim kekeleyen çocuğun dramı yıldızlarla söyleşirken kısaldı neden sonra bakışları iletti içindekileri saklayıp ellerini gizlice sevilmeyi öğrendi ne güzel bahçeler çocuksu düşler ve eğimler geçemeyiz burada durup dinleyelim kalbimizi siz konuşun ey içimdeki yolcu yalanlar söylemeyin yağmur utanır iki yüzlü pencerenizden hangi yana baksam yüzüm ıslanır mana şu ki hep iki kişi birleştirip tekleştirmek için ruhu yeni bir isim verdik varlığa kendimize armağan edip ölümü vardık yokluğa. |