Mavi Gülüşler
Bu sefer sindiremeyecekler inan!
Ankanın kanatları gibi kararlı, Açılmış kollarımızı... Silemeyecekler duvara kazıdığımız yazıları, Öğrenecekler en sonunda! Mavi gülüşler ne demek. Lakin dudağımızı çatlatan soğuk arımızı çatlatmazsa, Çağ atlayan ülke olmak yalanı ile avutmadan kendimizi, Önce ölümün elinden karla kaplanan yolları açarak... Yara yara ilerleyeceğiz engelleri, Önce küçücük bir kar topu, Sonra yuvarlanacağız çığ gibi... Zalimin tepesine tepesine. Farklıyız işte onlardan, Yeneceğiz hep beraber haramileri... . Kara kış çatlatır dudağımızı,elimizi ayağımız hatta yüreğimizi. Ortadan ikiye bölünen nar hikayesi gelir misale, Soğukla yazın, sıcakla ayazın raksı içimizde saklanır ermek için visale. Uzaklarda bir yerlerde bizi bekleyen salıncaklara, Binmek için sırası gelmiş hüzünlerimizin... Esrik tadı kalır başımız çarptığımız salıncağın tutacağında... . Bir olmak,diri olmak zamanı çoktan gelip geçmiş azizim. Varda boğulanların tekeline çokmak sokmak için yoktan icazet almaya gerek yok. Ya adam gibi bölüşecekler hakkaniyetlice kardeş payını orta yerinden. Olmadı serilip kalacaklar sarsılıp titreyecekler gayyalarca derinden, Hep bana Rab bana olmaz,bilirler onlar bakma sen lügat çe. . Saymakla bitmez kaç kere yap boz dönmüş yollarda kayboldun. Yapayalnız,kimsesiz kimliksiz,güneş batmış metruk mahallerde, Yarın iş işten geçmiş olabilir,ya son gemidir,yada son seferinde kara tren. Yıkılmadan şehir,çalmadan sirenler... Gel artık... Uzat elini... yunus ça./ |