Aydınlığın Mutluluk Kapağı
martıların dokunduğu esinti şimdi
uyurken çiçeklere yaslanan başım içine düştüğü derinliklerde kavlince öldürecekmiş kendini badem ağacı kokusu kalıyor mutluluğun kokusu kalıyor açma gözlerini ve yine vapur tenini rahatsız ediyor diye denizin bir ağırlık onlarca insan coşku içinde bakınıp duruyor güzelliklere sevinecekmiş gibi bir gün hüznünü düşüren karanlık yanım o aydınlığın mutluluk kapağında her defasında başka bir his bambaşka bir adam sörf yapıyor mesela sular ve dalgalar basit masalar var ince bacakları kumlara saplı geçmişin ziyası var sehpada tamda aldığın nefesin ortasında yakalıyor beni kalbinin incisine ait naif bir duygu uzatsam uzamıyor bırakıyor ellerini üstünden atlayan esinti gibi seviyorum dese dalgalar bir kaç defa üzülüp uçar martılar yaşamak nedir sormuyorum kımıldadıkça hayat zaten durmadan boyuyorum her gün başka bir rengin kağnısı giriyor kapıdan gıcırdayarak giden sonsuzluk yolcusuna sormuyorum ne demek hayat toparlanıp başından aşağı bütün beyazların kalbiyle o ilk atımı yakalamak var ya korkusuz cesur bir kuş gibi uçurumlardan gök yüzüne atlamak var ya. |
yine serpmişsiniz satır satır hüznü sayfaya
okunası bir şiirdi
yüreğinize bereket...
Zeynepece tarafından 2/9/2014 2:29:10 PM zamanında düzenlenmiştir.