Bir Sevda, Sevdalıları Doğurdu…
Ay ve Güneş iki büyük âşıklarmış
Yıldızların kıskandığı bir Ay ve bulutların kıskandığı bir Güneş Birbirlerine tek bir gönül ile bağlılarmış Yıldızlara, bulutlara inat bir aşk Çetin bir yola girmişler de haberleri yok Bilirler imkansız bir aşk lakin Söz dinletemeyecekleri bir gönül ile bağlanmışlar Öyle duydum… Peki, bu ayrılığın fedakarlığı kimin içindi? Gece ile gündüzün varlığına mıydı? Yoksa Gece ile gündüzü görmek isteyen insanların varlığına mı? Bilinmez… Bencil olmayan bir sevda ne temiz ve ne yamandır Ayrılıkları sevgilerini güçlendirmiştir Belki birkaç saniyelik bakışma onlara yetecek lakin Dünyaya doğan Güneş, ayrılan Aya bakmadı eğdi boynunu mahzun Biliyordu bakışlar ıstırabı güçlendirecek Biliyordu bir araya gelemeyecek iki gönül Bulutlar ağladı bu sevdaya Gözyaşları aktı sevdalıların dünyasına Yıldızlar aydınlatamadı kararmış dünyalarını Gökyüzü karardı, kararmış sinelerle Yağmurlar savruldu damla damla Yağmuru gören sevdalılar da dayanamayıp yağmurlarını saldı Şemsiyesini almadan ıslananlarla doldu taştı yeryüzü Nasıl saygı duyulmasın bu aşka? Sevdalılar belki bu yüzden sevgiyle dolup taştı Kalemler susmadı, şiirler sevdaları yansıttı Sözcükler kuruldu aşkı anlatan Kalbe sığmayan duygular şiire aktı Güneş ve Ay’ın tek tesellisi belki de buydu Bir sevda, sevdalıları doğurdu… Muhammed İşler |