Ölüler Cehennemi
Düşüncelerimin kalabalıkları sarmalamıştı beni
Hatırlıyorum bugündü sarmalamıştı Yürüyordum en yalnızından korkularla beyin kemirgenleri eşliğinde Yürüyordum gülümsüyordu çene altından kekeme bülbüller Sonbaharın tozuttuğu yapraklar gülümsüyordu Demir parmaklıklar arkasından Kan yağmuru pencere manzarasından Kalbimin son dem’leridir akan Saçlarında esmeyen rüzgâr İniltileridir nefeslerimin ölüme beş kala Babamın kırışmış alnının cenazesi sabaha karşı Öğle namazına müteakip defin yetişin Yetişin sağ olan dostlar yetişin Çağlıyor duygularım heyhat yetişin Kendimi göremiyorum suda yetişin Kış’tı ayak basmadılar beyaz örtüye Yalnızlığı çorak arazilerde öğrendim Öğrendim çünkü yalnızdım Yağmur hep denize doluşurdu ben de izlerdim Kıyıda çektim içime uçsuz kalabalığın dumanını Sisliydi hava göz görmezdi kalpleri Yalnızdım çünkü gözlerim görürdü Hayaller sudaydı, düşerdi engin dünyalar gerçeğin ürperten dibine Düşerdi imbatsız kıyılara terk edilmiş umutlar ve yanında insanlar Çarpışırdı kalpler sadece çarpışırdı insanlar Yalnız bir ölü Mezarın üstü altından ölü Muhammed İşler |