YİNE
Geceyi gözlerine hapsetmiş sevdiğim.
Beyazı kıskandıran teninle, yine karşımdasın. Sanki incitmemek için yaratılmış ellerin. Ceylanı kıskandıran zerafetinle, ordasın! Ya seni unutabilmem için hayat çok kısa, Ya da bütün ihtimallerin kahbeliği yaşananlar. Anladım!Biz olmak imkansız güneşin doğuşunda. Sensizliğinde eriyen bir buz gibi yüreğim. Belki diyorum, görseydin yalnızkenki beni, Ya da görmeyi deneseydin, biz olabilirdik. Bulutların sönen alevi gibi düşen yapraklara, Bir sevda çukuru gamzelerinle, gülümseyebilirdik. Ama olmayınca olmuyor dediğini duyabilyorum. Onun içindir ki, her gün sende boğuluyorum. Olmayınca olmuyor sevdamın vuslata bekçisi, İçimdeki geceye sensiz gün doğmuyor. Her gecenin perdesinde seni hatırlatan ay. Kalsam da dört duvarın soğukluğunda tenin. Bir mazeret mi seni hatırlamak, yoksa bunca ay. Saçlarını hatırlatır, takvimde bile senin... Saçlarında yine bir rüzgarın öyküsü. Kirpiğinde takılı kalmış yorgun gözlerim. Kaçmaksa maksadın, buysa ucuz ülküsü. Uğraşma!İzmiri’de yenerim, İstanbulu’da yenerim! Bilirim! Sevda için yetenler aşka yetmez. Adam gibi sevsen de karşılıksız para etmez. Sevgi dilenmek zor sevdiğim,sevdasız bilmez. Sana mutlular dilesem de yüreğim kabul etmez. Senin mutluluğunda mutlu olurum bir zaman. Sensiz ben mutlu olamam! Anla kalp yaram! Bu sevda mahkemesinde, herkes oldu alacaklı. Ne kaybedecek ki bu yürek, neyi kazandı! Cezam idam olsun,ister toprak soğuğu duruşun. Beni daha soldurur, bir gül gibi soluşun. Gül dalında güzel, her yerde güzelse sensin. İliklerimi kurutsanda razıyım...Bitsin. Bir vuslatı yok bu aşkın, bu sevdanın. Bir söz söyle ki, yüreğimi kırsın, yarsın! Onca yaşanana rağmen, sevdiğim ıraksın. Bir söz söyle! Bu bedeni baştan ayağa yaksın... BURHAN SEVİMLİGİL |