Gerçeğime düş…Öfkeli bir şimşeğin kırbacında keskin Alevden kalemim olsun gelişin… Yazdıkça yaşansın mevsimi Islak hüzünler gülümseten sevdanın “Gel sevgili!” Durdurulan bir zamanda Yaşlanmanın doyumsuzluğunda Düşen her kederin sarhoşluğuyla ayılmaya, Kazanmak ve kaybetmenin bir olduğu noktanın sonsuzluğunda Geçmişine ve yarınına uyanmaya… Nasırlı ellerin dokuduğu onuruna kat aklarını Yüzünü güzelleştiren çilenle gel Kazınsın kaderimize yaşamak… Gözlerin örtsün üşüyen çocukların üzerini Sevinçlerinde sesin çınlasın, dinleneyim… “Alemlerden uzak bir lisanda büyüsün yalnızlığımız” İkimizden başka Hangi susuzluk kanabilir aşka… Sahte yüzlerden geçmez suskunluğumuz Bilinmez kin zulası heykellerin suretlerinde Korktuğu kadar umutlu olduğu insanın “Korkmak, ellerin değil midir?” Yıldırımların altındayım Çizilmiş en güzel resimlerin altında Arz’ın tuvaline düştüğünde suretin Son defa sevmek için… 06.01.2014 |
Hangi susuzluk kanabilir aşka…
Sahte yüzlerden geçmez suskunluğumuz
Bilinmez kin zulası heykellerin suretlerinde
Korktuğu kadar umutlu olduğu insanın
Tebrikler yüreginize saglik...