Esintilerin Dalgalı Şifresi
ses geçirmiyor gök yüzü
biriken aydınlıklardan damlayacak eski hatıralarımıza küçük bir anın soyunduğu arzular soruluyor bilmiyorlar ki hava çok güzel bütün yalvaran aşıkların iniltisini duyup kızıllaşmaya başlar başlamaz yağan yağmurun sesi toprağa karışınca sıcak düşünceleri ne yapar ağaç sorusunu sormadan evvel ırmağın çiçekli vadisinde tümsekten taşı yuvarlayan ayağın kime ait olduğunu öğrenmek istiyorum anı katibini getirin sözcülük etsin açın yankıların tiz sesini karşı dağlar dinlesin hayatta iken bir çocuğun sorgusunu zincir edip açmazımızın yumuşak uykusunu uyandıracak cüret daha yıldızlarımıza değmemişken cevap verme ayrıcalığını tanımak göğü araladığınız boşluktan bizi başkalarına eriştirecektir bakın yabani bir ağızla şarkı söylüyor kim verdi bu esintilerin dalgalı şifresini ona kapılmayı bilmiyor basit nerede bir yaygaranın namlusu çıldırsa ilk saatlerini sorup yaşamın hayaline dalıyor buda geçmiş buda geçmiş geçecek sonsuzluğun kollarına atıp kendini ölmek istiyor duygularımızı tanıyıp da duygusuz olma hali sizi incitiyorsa sonu geldi demektir evrenin kavuşun küçük bir damla olmak için göğe savrulun kaş kol olun duysunlar ersinler nemrut gölgelerinize. |