Sıcaklığın Huzura Bakan Yokuşu
sabahın ilk gölgesine sevinçler asıyor ışık
içi ile hesaplaşan genişlikten geliyorlar inanmasak üzülecek koyu örtüsünde bizi dinleyen düşen sıcaklığın huzura bakan yokuşu sırtımızdan gök yüzüne iniyorlar arkamıza bakmadan gidemeyiz derin ve yaralı saatler bırakıyor çise bu ıslaklık ve kokusunun peşinde koşarken çamura batan göz yaşların komik bir hatıraymış şimdilerde bizim oldu mu dersin sarılabildik mi istediğimiz kadar hem çok büyük ve kavranamaz olanın yanında cüceler gibi sırıtıp durdu zaman oysa bilseydin nefesinden daha küçük olduğunu dağların ağlamazdın o zaman saçlarımı okşadı biri biri ekmeğe koştu sevdik uyanışlar kanatlandı karnımızda sevgi duyduk her biri bizden büyük terk etti sevenler bir birlerini sıcak kalpler durağında kendi yalnızlığımızı dinledik o ilk uçuşun ardından karamsar kanatlarını gecenin katran ağırlığına değdiren hislerin başını bükmesi gök yüzüne baka bilmen için yüzünü tebessümle öpen yıldızlara sordu güler gülmez sarıldılar o ilk sorguda değdir kirpiklerini cama dinle ışığı güne renklerini sarkıtan çiçeklerin beyaz kalbi bu rüyanın sonunu biliyor uzayıp giden yollara bakma gölgem seni seviyor. |