T/adı sen ...
Bir gün sensizliğin tamda dibine vuracağım, bunu adım gibi biliyorum,
işte tam o gün sana bir kitap yazacağım... T/adı sen olan, sayfalarını her çevirdiğimde, her harfte seni özleyen içime bir nefes daha seni çekeceğim, kokunun burnuma geldiği, yazdığım her kelimede dokunuşlarını tenimin en yaralı yerinde hissedebilececeğim, her virgülde , yaptığım her vurguda, bana kızdığında yükselen ses tonunu anlatacağım, ön sözünde ; neden seni sevdiğimi değilde , neden beni sevmediğini, sevmeye çalışmadığını, haykırışlarıma kulaklarını tıkadığını, aylarca düşündüğüm bütün ihtimalleri anlatacağım... Bir giriş cümlesi olacak... Ufacık bir hoşçakal’a beni ve sevgimi nasıl sığdırıp gittiğini anlatan, Her şeyden yoksun. İlk günlerdeki masumluğun gibi... Kendini bana nasıl tanıttıysan, nasıl k/anıma girip, çekip gitmişsen, seni de öyle tanıtacağım sayfalarıma ... Kelimelerin dilinden düşmeyen sevda ve mutluluk şarkılarını, sen gibi anlatacağım, sayfa sayısı arttıkça nasıl bu kadar hissizleştiğini , kalbinin âdeta bir taş’a dönüşünü, gurursuzlaştığını numaralandıracağım sayılarla... Her sayı arttırdıkca, kendimi sana bir o kadar yakın sayacağım... Sonu hiç olmayacak kitabımın... Nereye gittiğini bilmeyen, yönü, pusulası olmayan bir yazar olacağım... Kahve’mi sigaramla birlikte yudumlarken, kaybolup gideceğim her satır arasında, belki içmeden sarhoş olacağım, yokluğunla; ve sessiz sedasız ölüp gideceğim, sigaramın dumanıyla... Biliyorum .! Yine ’ sen ’ olmayacaksın, ama; ama t/adı sen olacak ... |