Bir İki Üç Tıp...“İnce bileklerinden sızan kana bakıyordu” diye başlar kimi hikayeler Hayli gayret içindedir zaman ona işlerken Sökülen düş eskileri yeniden örülmek istense de yoktur faydası Çam sakızı çoban armağanı bir hayat Yarı yaşını çoktan geçmiş bir kadının bileklerinde konaklıyor O hayatın içinde onun dışında herkes rahat Ölümü özleyen bir çocuk biriktirmiş gözlerinde Sevgiye dair hiçbir kırıntı yok sözlerinde Kucak kucak özlemek düşmüş de ayaklarının dibine Özlenmek denince susuyor Neden Nedensizce bedel ödeyen incecik bir beden Korkulu bir düşün karnını sıvazlıyor Becerebilseydi gitmeyi Bir gidebilseydi Çokça giderdi ya Gideceği yer kadar yalnızdı Tanımsızdı arsızca kurtulmak istedikleri Göz çukuruna yuva yapmıştı dünya Neydi ki bu kentten götüremedikleri Üst kata taşınan kocasını terk etmiş kadın Köşeyi dönmeden geçilen tekel bayii Az ileride yeni açılan alış veriş merkezi İki semt ötede yarı çatlak bir kuzen Üç beş aydır keman dersi aldığı baldırı çıplak bir öğretmen Hangisi bir ağıda düşerdi Düşündü Hayat ne komikti Güldü Bir hayata baktı bir de bileğinden sızan kana Gözlerinden ağır bir uyku geçiyor Şaşırıyor İçindeki yangına inat üşüyor Bir sevişme hatırlıyor ısınmak için Hatırladıkça büyüyor üşümek Sessizliğe mühürlenmiş dudak kıvrımında Kıvranan tebessümle ısınıp Aklından bir sayı tutuyor Bir İki Üç Tıp... Sevgi Dündar/ Ocak2014 Çalışmaya ses olan sevgili Seyide Cinaloğlu Doyran arkadaşıma sonsuz teşekkürlerimle... |
Saygımla.