Köy Düğünü 43-Gelin İndirmederken bir başka öttürülmekte zurna “-gelini bindirdik ata yolumuz düştü hayata gözünaydın kaynata şenola düğün şenola” şen ola düğün şen ola... gelin alımından dağıdırken gelenler "Allah bi yasdıkta gocatsın" derler gayri ciddi şakalaşmalar gençler arasında bekarların dileği "darısı başımıza" diğer biri “-önşe evlilere ikinci ondan sonura bekerlere geli sıra ne de olsa onnar alışgındırlar” dedi özellikle -kız evi-nden kimseler olmayacağı için espriler onlar üzerinedir “-her genş gızın başına gelir” “-az yaşa çok yaşa helbet gelecek başa” “-darısı görmeyennerin başına” gelin köy dışına gidecekse boynu bükülenler vardır "toprak bastı" kesilecekse iş bilici "muhtar"dır gelin alayının önü birkaç defa iple kesilir yol kesenlerle kayınpeder arasında pazarlık edilir gelin köye inecek ise gezdirilir arabayla ikindiden çıkan cemaata yetişilir imam bir kere daha “-amiynn” dedirtir. düğün kalabalığı oğlan evine geldi mi gelin inmez, “inmelik” ister, ineği damat mağrur, gelinin başına şeker saçar, daha çok, bozuk paraları kapışır çocuklar Aladeli; para kapan çocukları yanına çağırır "-al da ğel endeki parayı gadınım bana ver de ortak olalım, isdersen de barıt döğvüreyin ensende" dirsek, yumruk vurarak damak çatlatır “-isdersen tireninen götüreyin Aydın’a” tren taklidi yapar takada-tukada şapada-şupada, patada-çatada şaplak indirir çocuğun dalına[1] her defasında sırtına çenedine[2] olmadı baca(ğı)na, olmadı baldırlarına delikanlılıktan taviz vermez çocuk da daha delikanlı olamamıştır, ağlamaya kalkarsa bazıları; ensesinde boza pişirilmesine dünden razıdır adam yerine konulmak adına hevesli değildir kimse aslında ama kaderden kaçılmaz Aladeli’ye rastlanılmışsa bir de topal Mevlüt’de merhamet aranmaz -topal kuvveti-nin farkında değil belki de eli bek ağırdır valla ya çatma ya da çatmış bulundun ses çıkarma bi de, gelin arabasının ardından binmeye galkma Karaççanın Alisan vardır Topal Melit yoğusa gelin merdivenin başında döner, eline tutuşturulan; su dolu testiyi atar cümle taşına yenge gelin odasını kapatır o da bahşişi alır. "-Allah bi yasdıkta gocatsın" deyip gelin alımındakiler dağılır davulcular, yabancı misafirler, birer-ikişer uğurlanır. "yüz görümlülüğü" almadan yüz açılmazmış “söylemelik” alınmadan konuşulmazmış kayınpeder “-söyle” deyip izin, -söylemelik[3]- vermezse gelin hasret gidermiş daha çocuk yaşında kendi sesine kayınbaba gaale almaz çevredekileri “-ben ona goç verdim goç, neytceğmiş ineği” diye savuşturur yengeleri gelin besmeleyle, sağ ayağını atar içeri gelin odasına damat alınır, yüz görümlülüğü taksın diye bir kaşık sadeyağ görümcenin elinde yeni gelin "-sade yağı hiç sevmem" demiş yeni damat bayat tereyağını yiyerek delikanlılık etmiş. oysa sadeyağ kapı ardına sürülecekmiş "-geçimleri, dirlikleri eyi olsun" diye ürüsüm böyleymiş sürmek yerine yiyenin vay haline [1] dal: ense kökü, arka [2] çenet: kaba et, popo, kalçanın arka kısmı [3] söylemelik: kayınpederi tarafından onunla konuşması için geline verilen hediye |
bunlardan başka geleceğe ne kalacak
ellerinize sağlık.