O Şöyle Sandı
gün batımı yere değdi
ışığın kırıldığı yalan keman sokağında eski çalgıcılar masaları örterek acısını dindiren o meyhanecinin oğluydun kapısından kovulan başka ölülerle konuşuyoruz kediyi ve çatıyı kaplayan rüzgarın titrettiği eğimden daha yukarı çıkacağız soğuk çok soğuk hissettiğinizin dibi o şöyle sandı elini sokup boşluğa her daldığında içinden gelen çarpışmalar sonrası değip kaçan sinyallerin kendi kendine kopma olasılığı yok ısınsın kirpikleri düşünürken sarı söyleyin alakasız solucan iki parça can ile kıvrım acıyı azaltan ikiliğin dans ettiğine inanıyor çocuk gözleri utansın gün batımının yere değmesi tempo tutarak şarkı söyleyin açılsın dağlar bulutlar biliyor geçecek bir iğnenin batması kadar basit neyin içindesiniz dinleyin öpüşürken yalanlarınız çıksın ortaya öyle ki cama değen inlemelerin değil ağlıyormuş gibi görünen bulutların hatırası seninle beraber buğulanan bir yağmurun hatırladığı eski bir şarkı plakta ormanların gürültüsü saçların hep beyazdı. |